Ana içeriğe atla

REFAKATÇİ İZNİ NEDİR? ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞAN İŞÇİLER DE BU İZİNDEN FAYDALANABİLİR Mİ?

 

REFAKATÇİ İZNİ NEDİR?

 

Refakat İzni, Devlet Memurları Kanunun 105. Maddesi ile hüküm altına alınan bir hak olup, düzenleme aşağıdaki şekildedir.

 

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu Hastalık ve refakat izni:

Madde 105; “Ayrıca, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hâllerinde, bu hâllerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.”

 

Devlet Memurlarının bakmakla yükümlü olduğu ana – baba – eş ve çocuklarından birinin ağır bir kaza geçirmesi ya da tedavisi uzun süren bir hastalığın bulunması halinde 3 aya kadar refakat izni talep edebileceği kanun ile düzenlenmiştir.

 

Bu düzenlemenin ayrıntıları ise, 22/08/2011 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan ve 29/10/2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan “ Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile belirlenmiştir.

 

İlgili yönetmeliğin 10. Maddesinde refakat izninin memurun bakmakla yükümlü olduğu ana-baba-eş ve çocukları dışında bakmakla yükümlü olmasa da kendisine refakat edilmemesi halinde hayatı tehlikeye girecek ana- baba- eş –çocuk ve kardeşlerden biri için de kullanılabilmesi mümkündür.

 

Bununla birlikte bu izin 3 aya kadar alınmakla, gerekli koşulların oluşması halinde izin süresi 1 katına kadar uzatılabilir. Yani aynı kişi ve aynı vakaya dayalı olarak verilecek refakat izninin toplam süresi altı aydır.

 

Yine bu izin ile ilgili dikkat edilmesi gereken hallerden biri de aynı kişi için aynı dönemde birden fazla memurun izin alamayacağıdır.

Refakati gerektiren nedenin ortadan kalkması halinde memur iznin bitmesini beklemeksizin görevine başlayacaktır. Aksi halde memur hakkında izinsiz ve mazeretsiz olarak görev terk maddesinden işlem yapılması öngörülmüştür.

 

 

Refakat iznine ilişkin esaslar

MADDE 10-

(1) Memurlara 657 sayılı Kanunun 105 inci maddesinin son fıkrası uyarınca izin verilebilmesi için memurun;

 a) Bakmakla yükümlü olduğu ana, baba, eş ve çocuklarından birinin,

 b) Bakmakla yükümlü olmamakla birlikte refakat edilmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocuklarıyla kardeşlerinden birinin, ağır bir kaza geçirdiğinin veya tedavisi uzun süren bir hastalığı bulunduğunun sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi zorunludur.

(2) Birinci fıkra çerçevesinde düzenlenecek ve refakat sebebiyle izin verilmesine esas teşkil edecek sağlık kurulu raporunda; refakati gerektiren tıbbî sebepler, refakat edilmediği takdirde hayatî tehlike bulunup bulunmadığı, sürekli ve yakın bakım gerekip gerekmediği, üç ayı geçmeyecek şekilde refakat süresi ve varsa refakatçinin sahip olması gereken özel nitelikler yer alır. Gerekli görülmesi hâlinde üç aylık süre aynı koşullarda bir katına kadar uzatılır.

(3) Aynı kişiyle ilgili olarak aynı dönemde birden fazla memur refakat izni kullanamaz.

(4) Aynı kişi ve aynı vakaya dayalı olarak verilecek refakat izninin toplam süresi altı ayı geçemez.

(5) İzin süresi içinde refakati gerektiren durumun ortadan kalkması hâlinde memur iznin bitmesini beklemeksizin göreve başlar. Bu durumda veya izin süresinin bitiminde, göreve başlamayan memurlar izinsiz ve özürsüz olarak görevlerini terk etmiş sayılarak haklarında 657 sayılı Kanun ve özel kanunların ilgili hükümlerine göre işlem yapılır.

(6) Refakat izni kullanılırken memurun aylık ve özlük haklan korunur.

  

ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞAN İŞÇİLER DE BU İZİNDEN FAYDALANABİLİR Mİ?

 

4857 Sayılı İş Kanunu’nda işçiler için refakat izni 4857 Sayılı Kanunun Mazeret İzni Başlıklı Ek 2. Maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu madde metni sadece ÇOCUK İÇİN düzenlense de Yargıtay emsal içtihatları ile bu maddeyi geniş yorumlamaktadır. 

Mazeret izni 

Ek Madde 2 – (Ek: 4/4/2015-6645/35 md.) İşçiye; evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde üç gün, eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli izin verilir. İşçilerin en az yüzde yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar ücretli izin verilir.

Yargıtay emsal içtihatları gereği,  İşçinin yalnızca çocuğu için değil,  anne- baba- eş ve kardeşlerinin ağır bir kaza geçirmesi ya da uzun süreli tedaviyi gerektirir bir rahatsızlıkları olması sebebiyle sağlık kurulundan alınan raporun işverene ibrazı ile işçi mazeret izni (refakat izni) talep edebilir.

 Yine, Toplu İş Sözleşmeleri ile genelde işçiye refakat izin hakkı tanındığı görülmektedir. 


YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/6848

K. 2000/10225

T. 3.7.2000

DAVA : DAVA: Davacı, refakatçi iznine hak kazandığının tespiti ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davalı işyerinde yürürlükte bulunan VIII. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin 47. maddesinde aynen; "506 sayılı kanunun ilgili maddelerine göre işçinin bakmakla yükümlü olduğu eşi, çocukları, ana ve babasının tedavisi maksadı ile eş, çocuk, ana ve babası refakatinde ve çalıştığı işyeri dışında başka bir mahalle gitmesi, SSK veya Devlet Hastanesi Sağlık Kurulları raporu veya bu raporun yerine geçecek belge yahut raporla gerekli görülen işçiler refakatte kaldıkları günler için ücretli izinli sayılırlar. Ancak, yılda 15 günü geçmemek üzere tek doktor tarafından verilen ve başhekimce onaylı refakatçi raporu gereğince işçi ücretli izinli sayılır" denilmektedir.

Davacı, eşinin rahatsızlığı nedeni ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesindeki tedavisi sırasında, aynı Fakülte Hastanesinden aldığı refakatçı belgesi ile refakatçı iznini istediğini, ancak işverenin yukarıdaki toplu iş sözleşmesi maddesi gereğince hak ettiği refakatçı iznini vermeyip refakatçi süresini yıllık izninden kullandığını belirtip, Toplu İş Sözleşmesinin 47. maddesi gereği eşinin bir kurumda çalışıyor olup olmamasına bakılmaksızın eşinin ve çocuğunun refakatınde geçirdiği sürelerin ücretli izinli sayılması gerektiğinin tesbiti ile kullandırılmayan refakatçı izni karşılığı bir günlük ücretli izin karşılığı 6.000.000 TL en yüksek işletme kredisi faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı ise savunmalarında eşinin 657 sayılı yasaya tabi çalışan olması nedeniyle davacının toplu iş sözleşmesi hükmünden faydalanamayacağını, çünkü toplu iş sözleşmesinde 506 sayılı yasaya göre bakmakla yükümlü olma şartının arandığını, eş yönünden bu durumun bulunmadığını ve ayrıca eşinin sevk kağıdında refakatçı kaydının olmadığını belirtmiştir.

Toplu İş Sözleşmesinin ilgili maddesinin değerlendirilmesinde, kimlere refakatçi olunabileceği koşulunun davalı tarafın anladığı şekilde olmadığı görülmektedir.

Maddede yer alan 506 sayılı kanunun ilgili maddelerine göre işçinin bakmakla yükümlü olduğu eşi, çocukları, ana ve babasının sözleri ancak bu kişilerin tedavisi amacıyla refakatçı olunabileceğini göstermek amacıyla getirilmiş olup, refakat edilecek kişinin bir başka sosyal güvenlik kuruluşuna veya kuruma bağlı olmasının bir önemi bulunmamaktadır.

Yine maddede, işçinin yukarıda belirtilen çok yakınlarının tedavileri amacıyla ücretli izinli refakatçı olabilmesinin koşula bağlandığı ve bu koşulunda SSK veya Devlet Hastanesi sağlık kurulları raporu veya bu raporun yerine geçecek belge ve rapordur.

Davacının eşinin Milas Vergi Dairesi Müdürlüğünde memur olduğu ve bu müdürlükten aldığı hasta muayene istek kağıdı ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Kliniğine başvurduğu ve hasta muayene istek kağıdında "...eşi refakatinde gelmiştir." Şeklinde bir kaydın bulunduğu görülmektedir.

Ancak sözleşme maddesinde refakat etmenin sevki yapacak sağlık kurumu veya kurulu veya ilgili doktorlar tarafından öngörüleceği belirtilmektedir. Aynı düzenleme 6245 sayılı harcırah kanununda da yer almakta olup, bu yasanın 20. maddesinde "... bir kimse refakatinde gitmesi lüzumlu resmi tabip raporuyla tevsik edilen refakatçiye yol masrafı ve yevmiye verileceği" belirtilmektedir.

Yukarıda da belirtildiği şekilde eşin hasta muayene istek kağıdında refakatçı ile gideceği şeklinde bir kayıt bulunmamaktadır. Tedavi sırasında kağıda yazılan "...eşi refakatinde gelmiştir..." sözleri refakatçı olmanın gerekliliğini göstermemektedir. Bu nedenle hasta muayene istek kağıdında davacının eşine hastalığı nedeniyle refakat etmesini gerekli kılan bir kayıt bulunmadığından, davalının savunmaları bu yönü ile doğru olmakla ve ancak refakatçı ile aile yakınlarının gitmesini gerekli kılan bir kayıt hasta muayene istek kağıtlarında yer aldığı takdirde refakatte geçecek günlerin ücretli izinli sayılabileceği ve davacının istekleri yönünden bu koşullar oluşmadığından mahkemenin aksine görüşlerle istekleri hüküm altına alması hatalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 3.7.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...