Son zamanlarda kirayaverenlerin eskiye dönük olarak TEFE- TÜFE'ye dönük kira bedellerini talep ettiklerini sıkça görmekteyiz.
Bu hususa ilişkin yeni tarihli bir yargıtay kararı mevcut değilse de eski tarihli yargıtay kararları ile bu durumu değerlendirmek gerekmektedir.
“…Alacaklı, sözleşmedeki artış oranına göre aylık
kiranın 297.000.000.-TL olması gerektiğini belirterek, eksik ödenen kira
farklarını talep etmektedir. Borçlular ise Eylül 2002 tarihinden itibaren on ay
süreyle aylık kirayı 185.000.000.- TL olarak konutta ödemeli posta havalesi ile
göndermiş ve bu kira parası alacaklı tarafından hiçbir ihtirazı kayıt ileri
sürülmeksizin kabul edilmiştir. Uzun süre aylık 185.000.000.-TL olarak ödenen
kira parasını itirazsız kabul eden alacaklı ile borçlular arasında aylık
kiranın 185.000.000.-TL olduğu konusunda zımni bir anlaşma meydana gelmiştir.
Talep edilen aylar kirası ait oldukları ay içinde belirtilen miktar üzerinden ödenmiş
olduğundan talebin reddine karar verilmesi gerekirken, bundan zühul olunması
isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir…
YARGITAY 6. H.D 08.03.2004 TARİH, 2004/1341 ESAS, 2004/1492 KARAR
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2012/17803, K. 2013/1614, T. 5.2.2013
ÖZET : Dava, kira farklarının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatına ilişkindir.Taraflar arasında 11.9.2001 tarihinde yapılan ek kira sözleşmesi ile yıllık kira parasının 31.000 Dolar olarak belirlenmesine rağmen davalı tarafından 2002- 2010 yılları arasında kira parası 28.000 Dolar ödenmiş, kiralayan tarafından da iki yıl hariç ihtirazı kayıt ileri sürülmeden tahsil edilmiştir. Kira paralarının uzun süredir eksik ödenmesine karşın, davacılar takip tarihine kadar yasal bir girişimde bulunmamışlar, eksik kiraların ödenmesini ya da bu nedenle kiralananın tahliyesini istememişlerdir.Davacılar tarafından keşide edilen 5.12.2009 tarihli ihtarnamede de yıllık kira parasının 28.000 Dolar olduğu açıkça kabul ve ikrar edilmiştir.Bu durumda, önceki dönemlerde de ek kira sözleşmesindeki kira miktarının uygulanmadığı, davalının yaptığı eksik kira ödemelerinin davacı tarafça kabul edildiği ve ek kira sözleşme hükmünün fiilen tadil edildiği kabul edilmelidir.Davacı yanca keşide edilen ve yukarıda sözü geçen ihtarname de bu hususu doğrulamaktadır.Davacı tarafın uzun süre eksik ödenen kira paralarına sessiz kalıp, sözleşmeye uygun ödeme yapılmasını istememesi, peşi sıra da ek sözleşmede kararlaştırılan 31.000 Dolar üzerinden ödeme yapılmadığından söz ederek icra takibi başlatması dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz.Davada temerrüt koşulları gerçekleşmediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Bu durumda, önceki dönemlerde de ek kira sözleşmesindeki kira miktarının uygulanmadığı, davalının 28.000 Dolar üzerinden yaptığı kira ödemelerinin davacı tarafça kabul edildiği, taraflar arasında kira parasının belirlenmesine ilişkin ek sözleşme hükmünün fiilen tadil edildiği sonucuna varılmaktadır.Davacı yanca keşide edilen ve yukarıda sözü geçen 5.12.2009 tarihli ihtarname de bu hususu doğrulamaktadır. Davacı tarafın önce yıllık kira parasının 28.000 Dolar olduğunu kabul etmesi,uzun süre eksik ödenen kira paralarına sessiz kalıp , sözleşmeye uygun ödeme yapılmasını istememesi, peşi sıra da ek sözleşmede kararlaştırılan 31.000 Dolar üzerinden ödeme yapılmadığından söz ederek icra takibi başlatması Medeni Kanun'un 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Davalı, yıllık kira paralarını 28.000 Dolar üzerinden ait olduğu yıllar içinde ödediğinden kira borcu bulunmamaktadır. Davada temerrüt koşulları gerçekleşmediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder