Ana içeriğe atla


 PRİMLİ ÇALIŞMALARDA FAZLA MESAİ HESAPLAMASI NASIL YAPILIR?

Primli çalışmalarda fazla mesai hesabının yapılabilmesi için. Öncelikle primli çalışmanın unsurları ve türleri üzerinde inceleme yapmak gerekmektedir.

PRİMLİ ÇALIŞMA;

Temel ücrete ek prim şeklinde olabileceği gibi tümüyle prim karşılığı çalışma olarak da yapılabilmektedir.

Esas ücrete ek prim uygulaması,  Yargıtay tarafından  “Garanti ücrete ilaveten ödenen prim ücreti” şeklinde ifade edilmektedir. Burada işçinin aylık ücreti belirlidir. Bu ücrete ek olarak satış sayısı- sefer sayısı- başarı sayısı gibi kıstaslar ile işçinin maaşına ilaveten prim ödemesi yapılmaktadır.

 Yalnızca prim ücreti ile çalışma yapılması da söz konusudur.  Burada işçinin aylık ücreti yaptığı iş / edim karşılığında belirlenmektedir.  

4857 sayılı iş kanununun 41 inci maddesinin ikinci fıkrasında " Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının.%50 yükseltilmesi suretiyle ödenir.." Şeklinde kurala yer verilerek fazla çalışma ücretinin hesap yöntemi gösterilmiştir.

Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmeliğin 5. Madde 4. fıkrasında ise ; “Yüzdelerden ödenen fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmanın zamsız karşılığı ile zamlı olarak ödenmesi gereken ücret arasındaki fark, işveren tarafından ödenir. “ düzenlemesi mevcuttur.

Buna göre, fazla çalışma ücretinin işçinin saat ücretinin %150 zamlı kısmıyla ödeneceği ana kural olup, Sadece yüzde usulü çalışmalar da ayrık bir hesap yöntemine yer verilmiştir.

İşçinin üretim ve yan satış miktarına göre belli bir prim aldığı çalışma şeklinde fazla çalışma ücretine hak kazanma ve hesap yönlerinden zaman içinde değişen Yargıtay uygulamaları söz konusudur. Yargıtay'ın 2008 yılı ve öncesine ait istikrar kazanmış olan uygulamasında prim ile fazla çalışma ücreti arasında hiçbir bağ kurulmamakta, satışa, üretime, hedefe veya kotaya bağlı prim uygulamasının varlığı halinde fazla çalışma ücretine hak kazanma veya hesap noktasında herhangi bir etkisinin bulunmadığı kabul edilmekteydi.

Bu durumda işçinin temel ücreti üzerinden İş kanununun 41 inci maddesi hükmü gereği %150. zamlı ücretle hesaplama yöntemi getirmekteydi. Yüzde usulünün uygulandığı işyerleri ile parça başı ücret ödeme hallerinde ise hesaplamanın, ücretin %50 zam kısmına göre yapılması gerektiği kabul görmekteydi. Yargıtay 9H.D 2007- 38524 E,  2009- 7594 karar sayılı.

Yargıtay'ın 2008-2015 yılları arasında verdiği kararlarda belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak veya her bir satışa göre prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığının araştırılması gerektiğini kabul etmekteydi. Yargıtay 9.H.D 9 Eylül 2015 tarih.2015- 21772 Esas,  2015- 250077 Karar.

İşçiye ödenen primlerin fazla çalışmayı karşılaması hâlinde fazla çalışma ücreti ret edilmekte, varsa aradaki farka hükmedilmekteydi. Ancak işçinin çalışmaları haftalık 45 saati aşmadığı halde satış veya üretim miktarına bağlı olarak prim alması mümkün olabildiğine göre fazla çalışma ile primi birbirine eşitleyen bu yaklaşımın doğru olmadığına yönelik görüşler ortaya çıktı. Nitekim Yargıtay 2015 yılından itibaren verdiği kararlarında primlerle fazla çalışma ücretlerini karşılaştırma ve varsa aradaki farkın ödenmesi şeklindeki uygulamadan vazgeçmiş görünmektedir. Yargıtay 9. H.D 21.12.2017 tarih, 2015- 18060 Esas, 2017- 22007 Karar.

İşçinin sadece belli bir dönem prim aldığı durumda; prim ödenen dönemler için %50 zamlı, prim ödenmeyen dönem için ise %150 zamlı ücretle hesaplama yapılması gerektiği Yargıtay tarafından kabul edilmiştir. Buna rağmen prim alabilmek amacıyla fazla çalışma yapmasını gerektiren bir sistem uygulanmakta ise, hesaplanacak fazla mesai alacağından ödenen primlerin mahsubu gerektiği yönünde bazı farklı kararlar mevcuttur. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 27.04, 2017 Tarih,  2017- 7501Esas, 2017-  9931 Karar.

Karara konu örnekte işçi pazarlama müdürü olup, satışa bağlı prim aldığı açıktır. Belli bir kotanın tutulmasına bağlı veya her bir satış başına prim ödenmiş olmasının hesap yöntemini değiştirmeyeceği düşüncesi doktrinde baskındır. Zira her 2 yöntemde de haftalık 45 saatlik çalışma süresi aşılamadan prime hak kazanabileceği gibi yasal çalışma süresinin çok fazla aşılması fazla prim alma anlamına gelmeyecektir. Bu nedenle her 2 yöntemde de fazla çalışmanın zamsız kısmının prim adı altında ödendiği kabul edilmelidir. İşçinin belli bir hedefi sağlama amacına yönelik çalışmaların fazla çalışma amaçlı olmadığını söylemek doğru olmaz. İstinaf uygulamaları da bu yöndedir. Ankara BAM 7.hukuk dairesi, 17.12.2017 tarih. 2017-  1472 Esas- 2017- 2557 Karar

 

İşyerinde şoför olarak çalışan işçinin kilometre başına veya sefer başına prim alması halinde de fazla çalışma ücreti %150 zamlı ücret yerine saat ücretinin %50 ‘si üzerinden hesaplanır, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 14.11.2017 Tarih, 2017-  25704 Esas, 2017-  18185 Karar.

 

İşçinin bahşiş gelirlerinin olması halinde de fazla çalışma hesabı saat ücretinin %50 zam kısmına göre yapılır. Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi, 30 11 2.015 tarih 201722771 E, . 2015- 33763K,

Yargıtay bir kararında sayaç açma- kapama işinde çalışan ve yapılan açma kapama işlemi kadar ek ücret alan çalışan yönünden fazla çalışma ücreti hesabının da %50 zam kısmına göre yapılması gerektiğini kabul etmiştir.

Satış primi uygulamasında fazla çalışma ücreti hesabının %150 zamlı ücret yerine %50 Zam kısmına göre yapılmasının nedeni fazla çalışma ücretinin zamsız kısmının primlerle karşılandığı varsayımına dayalıdır. Şayet prim olarak yapılan ödemeler fazla çalışma ücretinin zamsız kısmını karşılamaktan uzak ise hesap yönteminin yine %150 zamlı ücret olarak kabulü gerekir. Örneğin beton mikseri şoförü olarak çalışan işçiye sefer başına 1 TL ödenmesi ve günde 5 sefer yapılması halinde ödenen primlerin fazla çalışmanın zamsız kısmını karşılamayacağı söylenebilir. Yargıtay işçinin çalışma süresi arttıkça prim alacağı artacağından ve bir anlamda % usulüyle çalışması söz konusu olduğundan fazla çalışma ücretinin % usulünde olduğu gibi sadece zamlı kısmının %50 hesaplanması gerektiğini açıklarken bu hesap için bir de kriter getirmiştir. Yargıtaya göre bu hesap için öncelikle ödenen primin ait oldukları dönem itibariyle fazla çalışma alacağının zamsız kısmını karşılayıp karşılamadığı belirlenmelidir. Bunun için önce işçinin yaptığı fazla çalışma süresi belirlenmeli, aylık bazda yapılan fazla çalışmanın zamsız saat ücreti ile hesabı ortaya konulduğunda o ay için ödenen primler belirtilen kısmını karşılamaktan uzak ise başka bir anlatımla sembolik düzeyde prim ödemeleri mevcutsa fazla çalışma ücretini  %50 zam kısmına göre hesabının yapılması mümkün değildir.

 Örneğin haftada 18 saat fazla çalışma yapan işçinin iş yerinde aylık en az 72 saat fazla çalışma yaptığı kanıtlanan işçinin saat ücretinin 10 TL olduğu varsayılırsa o ay için ödenen prim tutarının fazla çalışma ücretinin zamsız kısmını karşıladığının kabulü için en az 720 TL olması gerekir. Örnekteki işçiye belirtilen miktarın altında yapılan prim ödemelerinin fazla çalışmanın zamsız kısmını karşıladığı kabul edilemeyeceğinden fazla çalışma hesabının %50 zam kısmı yerine önceden olduğu gibi %150 zamlı ücretle hesap yapılması gerekir.

Öte yandan işçinin sabit ücret+ primle çalışması halinde fazla çalışmaya esas saat ücretinin her 2 ödemenin toplamına göre belirlenip belirlenemeyeceği de tartışma konusudur.

Yargıtay'ın bir kararında sabit ücret ve prim ödemesi karşılığı çalışma sisteminde fazla çalışma ücretinin primlerin eklenmediği sabit ücret üzerinden hesaplanması gerektiği açıklanmıştır. Ancak hesaplamanın sabit ücret ve primlerden oluşan ücretin toplamı üzerinden yapılması yönünde Yargıtay kararları da bulunmaktadır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 10. 05.2016 Tarih, 2014-  29526 Esas. 2016- 2616 Karar.

Karara konu hesap raporunda yer alan asgari ücret kısmı için %150 zamlı ücretle hesaplama yapılması ve prim tutarı için ise %50 zam kısmına göre hesaplamaya gidilmesi ve her ikisinin toplanması suretiyle fazla çalışma ücreti tespiti yerinde görülmemiştir.

Belirtilen çalışma sistemlerinde işçinin temel ücreti, sabit ücret ve primler toplamından ibarettir. Konuyla ilgili istinaf mahkemesi kararlarında da her 2 ödeme toplamının işçinin genel anlamda ücretini oluşturduğu ve garanti ücret ve primler toplamının 225’e bölünmesi suretiyle fazla çalışmaya esas saat ücretinin belirlenmesi gerektiği ve bunun da yarısı üzerinden hesaplama yapılacağı kabul edilmiştir. Ankara. Bölge Adliye Mahkemesi Yedinci Hukuk Dairesi, 19.04.2017 Tarih, 2017- 858 Esas, 2017- 950 Karar.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2019 yılında verdiği kararında davacının sabit ücret ve kota doldurmak suretiyle prim aldığı bu ücret sisteminde davacının fazla mesai karşılığı sabit ücret üzerinden fazla mesai alacağını almadığı kabul edilerek, bu ücret üzerinden fazla mesai ücret hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken sabit ücreti ile prim ücretinin toplamı üzerinden bulunan ücret miktarı üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğu kabul edilmiştir.

Yargıtay'ın ilgili dairesi genel olarak belli hedeflerin gerçekleştirilmesi veya belli bir kotaya bağlı prim ödemelerinde her bir satışa bağlı prim uygulamasından farklı olarak %150 zamlı hesaplama yönünde kararlar verdiği halde 2018 yılında verdiği bir kararında belli hedeflerin tutulmasına bağlı prim ödemesinde hesaplamanın %50 zam nispetine göre yapılması gerektiğini kabul etmiştir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 15.11.2018 Tarih, 2017- 10489 Esas, 2018- 24476 Karar. Yargıtay'ın 22. Hukuk Dairesi, 23 12.018 Tarih. 2017- 16065 Esas,  2018- 22939 Karar.

Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesinin Eylül Ayında Aldığı İlke Kararına Göre 9 H.D 25.11.2020 Tarih, 2016 -32408 Esas- 2020- 16821 Karar.

Satışa, ürün miktarına, sefer sayısına veya gidilen kilometreye göre prim ödemelerinde ise sabit ücret üzerinden % 150 zamlı saat ücretine göre hesaplama yapılarak sabit ücrete göre hak kazanılan fazla çalışma ücreti belirlenir. Ödenen prim miktarının % 50 zam kısmına göre de hesaplama yapılır ve her iki hesap yöntemi toplanarak fazla çalışma ücreti belirlenir. Örneğin işçinin 3000 TL sabit ücret ve 1000 TL ortalama prim aldığı durumda 3000TL/225 saat x 1,5 x fazla çalışma saat sayısı = A şeklinde sabit ücrete göre hak kazanılan fazla çalışma ücreti belirlenir. Aynı dönem için ödenen primlerin, fazla 15 çalışmanın zamsız kısmını karşıladığı kabul edilerek, prim tutarı için 1000TL/225 saat x 0,5 x fazla çalışma saat sayısı = B hesabıyla prime düşen fazla çalışma ücreti belirlenir. A+B toplamı o dönem için hak kazanılan fazla çalışma ücretini belirler. Belirtilen hesap yöntemi birleşme sonrası 9. Hukuk Dairesi tarafından oyçokluğuyla benimsenmiştir.

Köklü hesap yöntemi değişikliğini içeren karar Eylül 2020 tarihinde alınmış ve bazı Bölge Adliye mahkemeleri bu karar uygun hesaplamaları geçmiş olsa da. Bölge Adliye mahkemelerinin büyük çoğunluğunda Ekim -Aralık 2020 tarihlerinde verilen kararlarda primli çalışmalarda çifte hesap yöntemi yerine önceden olduğu gibi sadece %50 zam kısmına göre hesaplama gidildiği görülmektedir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7.H.D. 02.12.2020 tarih 2019 -171 Esas, 2020- 2896 Karar.

 

Ayrıca son ilke kararına göre işçinin ücreti sadece primden oluştuğunda ise fazla çalışma ücreti hesabının sadece %50 zam kısmına göre yapılması gerekecektir. Sabit ücret ve prim ödeyen işverenler bakımından toplam ücrete göre 3 katı aşan bir hesap yöntemi söz konusu iken, sadece primli çalışmada son derece düşük primin %50 zam kısmına göre bir fazla çalışma ücreti hesabı gündeme gelecektir. Kısa süre içinde çok önemli ve birbirleriyle sürekli çelişen içtihat değişikliklerine gidilmesi, çalışma yaşamı ve iş yargılama süreçlerini olumsuz etkilemiştir. Prim ile fazla çalışma arasındaki bağlantının kurulmadığı 2008 yılı öncesi olduğu gibi sadece garanti ücret üzerinden kanun gereği %150 zamlı ücret ile hesaplamaya gidilmesi mevcut sorunun en ideal çözümü olarak düşünülmektedir. (Şahin Çil, Yetkin Yayınları)

 

Bahşiş işçinin ücretinin kendisi olup yüzdelerden toplanan paraların işçilere dağıtılması hakkında yönetmeliğin dördüncü maddesinde müşteriler tarafından verilen bahşişlerin yönetmelik kapsamında olduğu ve yine aynı yönetmelikte fazla çalışma ücretinin sadece zam kısmının ödenmesi gerektiği açıkça düzenlendiği halde Yargıtay oy çokluğuyla verdiği kararında bahşiş usulü çalışmada da primli çalışmada olduğu gibi çift hesap yöntemini benimsemiştir. Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi, 21.12.2020 Gün. 2016- 28771 Esas 2020-12897 Karar.

 

 

EMSAL YARGI İÇTİHATLARI DA AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDEDİR.

 

YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/37553
K. 2020/8970
T. 7.7.2020


Taraflar arasında davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı bir diğer uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davacının puantaj ve nöbet kayıtları bulunmayan döneme ilişkin fazla çalışma iddiasını davacı tanıklarının anlatımı ile ispat ettiği kabul edilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından birinin işverenle husumetli olduğu, diğerinin ise 2006 yılında
işten ayrıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu halde davacı tanıklarının anlatımına göre sonuca gidilmesi isabetli değildir.


Davalı tanıklarının anlatımına göre değerlendirme yapılarak davacının fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı belirlenmelidir. Mahkemece belirtilen yönler dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalıdır. Kabule göre ise, somut olayda davacıya garanti ücrete ilaveten doktor bahşişi adı altında ödeme yapıldığı, bu ödemenin temel ücretin bir parçası olduğu
noktasında tereddüt bulunmamaktadır. Ancak fazla çalışma ile hafta tatili ücretinin hesabında, garanti ücret ile bahşiş ödemesinin toplamı üzerinden 1,5 çarpanıyla hesaplama yapılması isabetli olmayıp, karar bu yönüyle hatalıdır. Dairemizce benimsenen esaslara göre, işçiye, garanti ücrete ilaveten, bahşiş, parça başına, satışa, sefer başına ya da kilometreye bağlı olarak prim ödemesi usulünün öngörüldüğü çalışma biçimlerinde, fazla çalışma ücretinin hesaplamasında, temel ücretin, garanti ücret kısmı ile bahşiş ( veya prim ) kısmı birbirinden ayrılarak; bahşiş ( veya prim ) üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden ( 0,5 çarpanıyla ); garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise ( 1,5 çarpanıyla ) hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir. ( Dairemizin 2017/29282 E. sayılı kararı da aynı doğrultudadır ),İlk derece mahkemesi ile
bölge adliye mahkemesi tarafından belirtilen yönler nazara alınmadan karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

 

 

YARGITAY

22. HUKUK DAİRESİ

E. 2017/37553

K. 2020/8970

T. 7.7.2020

İŞÇİLİK ALACAKLARININ TAHSİLİ İSTEMİ ( Davacıya Son Bir Yıl İçinde Fiilen Ödenen Doktor Bahşişinin Toplamı

Dikkate Alınarak Değerlendirme Yapılması Gerekirken 2012 Yılı Mart Ayında Bankaya Yatırılan Tutarın Ücrete İlave

Edilmesi Suretiyle Sonuca Gidilmesinin Yerinde Olmadığı - Davacının Ödenmeyen Ücret Alacağının Hesabında

Davacıya Her Ay Sabit 1.100 TL Bahşiş Ödenmesi Gerektiği Gibi Bir Kabul ile Hesaplama Yapılmasının İsabetsiz

Olduğu )

• DOKTOR BAHŞİŞİ ( Bilirkişi Raporunda Teftiş Raporu Esas Alınarak Davacıya Farklı Dönemlerde Farklı Tutarlarda

Elden Ödeme Yapıldığının Belirlendiği Açıkça İfade Edilmiş Olup Dosyadaki Kayıtlara Göre Bu Ödeme Tutarlarının Davacının Doktor Bahşişi Alacağının Karşılığı Olduğu - Ödenmeyen Ücret Alacağının Hesaplanmasında ve Kıdem Tazminatına Esas Ücretin Belirlenmesinde Fiilen Ödenen Bu Miktarlar Dikkate Alınarak Sonuca Gidilmesi Gerektiği )

• DAVALI TANIKLARININ BEYANININ ESAS ALINMASI ( Fazla Mesai Alacağı - Davacı Tanıklarından Birinin İşverenle Husumetli Olduğu Diğerinin ise İşten Ayrıldığının Anlaşıldığından Davacı Tanıklarının Anlatımına Göre Sonuca Gidilmesinin İsabetli Olmadığı/Davalı Tanıklarının Anlatımına Göre Değerlendirme Yapılarak Davacının Fazla Çalışma ve Hafta Tatili Çalışması Yapıp Yapmadığının Belirlenmesi Gerektiği )

• İŞÇİYE GARANTİ ÜCRETE İLAVETEN BAHŞİŞ VEYA PRİM ÖDENMESİ ( Davacıya Garanti Ücrete İlaveten Doktor Bahşişi Adı Altında Ödeme Yapıldığı ve Bu Ödemenin Temel Ücretin Bir Parçası Olduğu - Fazla Çalışma ile Hafta Tatili Ücretinin Hesabında Garanti Ücret ile Bahşiş Ödemesinin Toplamı Üzerinden 1,5 Çarpanıyla Hesaplama Yapılmasının İsabetli Olmadığı ve Kararın Bozulması Gerektiği )

FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİNİN HESAPLANMASI ( İşçiye Garanti Ücrete İlaveten Bahşiş Parça Başına Satışa Sefer Başına ya da Kilometreye Bağlı Olarak Prim Ödemesi Usulünün Öngörüldüğü Çalışma Biçimlerinde Fazla Mesainin Hesaplamasında Temel Ücretin Garanti Ücret Kısmı ile Bahşiş Kısmı Birbirinden Ayrılarak Bahşiş Üzerinden Hesaplanacak Fazla Çalışma Ücretinde Sadece ZamNispeti Üzerinden ( 0,5 Çarpanıyla ) Garanti Ücret Üzerinden Hesaplanacak Fazla Çalışma Ücreti Kısmında ise ( 1,5 Çarpanıyla ) Hesaplama Yapılarak Sonuca Gidilmesi Gerektiği )

4857/m.41,46

ÖZET : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan, işçinin son ücreti olup; parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur. Davacıya son bir yıl içinde fiilen ödenen doktor bahşişinin toplamı dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekirken, 2012 yılı Mart ayında bankaya yatırılan tutarın ücrete ilave edilmesi suretiyle sonuca gidilmesi yerinde değildir.

Davacının ödenmeyen ücret alacağının hesabında, davacıya her ay sabit 1.100 TL bahşiş ödenmesi gerektiği gibi bir kabul ile hesaplama yapılması yerinde değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, teftiş raporu esas alınarak davacıya farklı dönemlerde farklı tutarlarda elden ödeme yapıldığının belirlendiği açıkça ifade edilmiş olup dosyadaki kayıtlara göre bu ödeme tutarlarının davacının doktor bahşişi alacağının karşılığı olduğu açıktır. Gerek ödenmeyen ücret alacağının hesaplanmasında, gerekse kıdem tazminatına esas ücretin belirlenmesinde fiilen ödenen bu miktarlar dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, 2012 yılı bordrosundaki ek ödeme tutarının dikkate alınması suretiyle hüküm kurulması isabetli değildir.

Davacı tanıklarından birinin işverenle husumetli olduğu diğerinin ise işten ayrıldığı anlaşılmakla; davacı tanıklarının anlatımına göre sonuca gidilmesi isabetli değildir. Davalı tanıklarının anlatımına göre değerlendirme yapılarak davacının fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yapıp yapmadığının belirlenmesi gerektiği dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalıdır.

Davacıya garanti ücrete ilaveten doktor bahşişi adı altında ödeme yapıldığı, bu ödemenin temel ücretin bir parçası olduğu; ancak fazla çalışma ile hafta tatili ücretinin hesabında, garanti ücret ile bahşiş ödemesinin toplamı üzerinden 1,5 çarpanıyla hesaplama yapılması isabetli olmayıp, karar bu yönüyle hatalıdır.

İşçiye, garanti ücrete ilaveten, bahşiş, parça başına, satışa, sefer başına ya da kilometreye bağlı olarak prim ödemesi usulünün öngörüldüğü çalışma biçimlerinde, fazla çalışma ücretinin hesaplamasında, temel ücretin, garanti ücret kısmı ile bahşiş kısmı birbirinden ayrılarak; bahşiş üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden ( 0,5 çarpanıyla ); garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise ( 1,5 çarpanıyla ) hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir.

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı İstemininÖzeti:

Davacı vekili, davacının davalı kurumda 04.03.2005 - 17.12.2014 tarihleri arasında ameliyathane hemşiresi olarak çalıştığını, çalışmasının sabah 08.00'de başladığını, ancak çıkış saatlerinin hiçbir zaman belli olmadığını, doktorların genelde 17:00'den sonra ameliyat yapması sebebiyle davacının geç saatlere kadar çalıştığını, ayda en az üç en fazla altı defa nöbet tuttuğunu ve nöbet süresinin 20 saat olduğunu, ayda ortalama altı defa icap nöbeti tuttuğunu, davalı işverenin davacıya baskı yaparak sözleşmeyi feshetmesi halinde alacaklarının ödeneceğini beyan ettiğini, davacının daha fazla mağdur olmamak için alacaklarına ilişkin haklarını saklı tutarak dilekçe vermek zorunda kaldığını, davacıya ödenen primlerin bordroya yansıtılmadığını ve gerçek ücretinin düşük gösterildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve eksik ödenen ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının 04.03.2005 tarihinde işe başladığını, iş sözleşmesini istifa nedeniyle sonlandırıldığı 17.12.2014 tarihine kadar hemşire göreviyle çalıştığını, davacının daha önce de dönem dönem istifa dilekçesi sunarak işten ayrılıp yeniden çalışmaya başladığını, son net ücretinin bizzat davacı tarafından imzalanan ücret bordrolarından görüleceği üzere net 1.395,00-TL olduğunu, davacının sabah vardiyasında 08.30-18:00 saatleri arasında, akşam vardiyasında ise 18.00-08.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışma yapmadığını, dönem dönem davacıya ait bordrolarda yer alan diğer ödemeler başlıklı ödemelerin işverene ait ameliyathaneleri dışarıdan kullanan doktorların ameliyata yardımcı olan personele devamlılık arz etmeyen doktor bahşişi adı altında yaptıkları ödemenin ay sonlarında ameliyathane çalışanlarına eşit olarak paylaştırılması şeklinde gerçekleştiğini, bunların ücret olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin fazla çalışma ücreti miktarı ile ilgili istinaf isteminde haklı olduğu sonucuna varılmış, ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1- )Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- )Taraflar arasında davacının tazminata esas ücret miktarının belirlenmesi ve fark ücret alacağının hesaplanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacıya doktor bahşişi adı altında ödenen miktarların davacının ücretinin bir parçası olarak kabul edilmesi isabetli olup, ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi kararları bu yönüyle yerindedir.

Ancak davacının 2014 yılındaki kıdem tazminatına esas son ücreti belirlenirken, 2012 yılı ücret bordrolarında tahakkuk eden doktor bahşişine ilişkin aylık brüt 1.100,00-TL ek ödeme ücrete ilave edilmek suretiyle günlük brüt ücret 105,81-TL olarak belirlenmiştir.

Dosya kapsamına göre, davacıya 2014 yılında doktor bahşişi olarak ödenen toplam miktarın 8.378,00-TL olduğu tespit edilmektedir. Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son ücretidir. Başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur. Açıklanan ilke ve esaslara göre, mahkemece davacıya son bir yıl içinde fiilen ödenen doktor bahşişinin toplamı dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekirken, 2012 yılı Mart ayında bankaya yatırılan brüt 1100 TL'nin ücrete ilave edilmesi suretiyle sonuca gidilmesi yerinde değildir. Aynı şekilde davacının ödenmeyen ücret alacağının hesabında, davacıya her ay sabit 1.100 TL bahşiş ödenmesi gerektiği gibi bir kabul ile hesaplama yapılması yerinde değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işverene ait işyerinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen teftiş raporu esas alınarak anılan raporda, davacıya 2014 yılının Ocak ayında 830 TL, Şubat ayında 830 TL, Mart ayında 830 TL, Nisan ayında 727 TL, Mayıs ayında 730 TL, Haziran ayında 560 TL, Temmuz ayında 562 TL, Ağustos ayında 727 TL, Eylül ayında 727 TL, Ekim ayında 727 TL, Kasım 730 TL, Aralık ayında 398 TL elden ödeme yapıldığının belirlendiği açıkça ifade edilmiştir. Dosya kapsamındaki kayıtlara göre bu ödeme tutarlarının davacının doktor bahşişi alacağının karşılığı olduğu açıktır. Bu halde, gerek ödenmeyen ücret alacağının hesaplanmasında, gerekse kıdem tazminatına esas ücretin belirlenmesinde fiilen ödenen bu miktarlar dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, 2012 yılı bordrosundaki ek ödeme tutarının dikkate alınması suretiyle hüküm kurulması isabetli değildir.

 

3- )Taraflar arasında davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı bir diğer uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davacının puantaj ve nöbet kayıtları bulunmayan döneme ilişkin fazla çalışma iddiasını davacı tanıklarının anlatımı ile ispat ettiği kabul edilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından birinin işverenle husumetli olduğu, diğerinin ise 2006 yılında işten ayrıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu halde davacı tanıklarının anlatımına göre sonuca gidilmesi isabetli değildir.

Davalı tanıklarının anlatımına göre değerlendirme yapılarak davacının fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı belirlenmelidir. Mahkemece belirtilen yönler dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalıdır. Kabule göre ise, somut olayda davacıya garanti ücrete ilaveten doktor bahşişi adı altında ödeme yapıldığı, bu ödemenin temel ücretin bir parçası olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır. Ancak fazla çalışma ile hafta tatili ücretinin hesabında, garanti ücret ile bahşiş ödemesinin toplamı üzerinden 1,5 çarpanıyla hesaplama yapılması isabetli olmayıp, karar bu yönüyle hatalıdır. Dairemizce benimsenen esaslara göre, işçiye, garanti ücrete ilaveten, bahşiş, parça başına, satışa, sefer başına ya da kilometreye bağlı olarak prim ödemesi usulünün öngörüldüğü çalışma biçimlerinde, fazla çalışma ücretinin hesaplamasında, temel ücretin, garanti ücret kısmı ile bahşiş ( veya prim ) kısmı birbirinden ayrılarak; bahşiş ( veya prim ) üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden ( 0,5 çarpanıyla ); garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise ( 1,5 çarpanıyla ) hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir. ( Dairemizin 2017/29282 E. sayılı kararı da aynı doğrultudadır ),İlk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi tarafından belirtilen yönler nazara alınmadan karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :  Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ...Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 07.07.2020 gününde oybirliği ile karar verildi. 



--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

*ÇİL, ŞAHİN, Yargıtay İlke Kararları( 2019- 2021 yılları arası) , 2022 Şubat, Yetkin Yayınları, 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...