Ana içeriğe atla

İşe İade Davasında Güven İlişkisinin Ortadan Kalkması

T.C.
YARGITAY
22. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2015/32088
KARAR NO : 2015/34618
Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2015
NUMARASI : 2014/615-2015/661
DAVACI : ...............................................................................
DAVALI : T..........................................A.Ş.
VEKİLİ    Av. Mükerrem Sedef KILIÇ

DAVA   : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi N. Taş Çörekçi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y     K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti: 
Davacı davalı iş yerinde çalıştığını, haksız olarak işten çıkarıldığını  ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebebe dayanılarak feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir. Kararın temyizi üzerine, dairemizce yapılan incelemede davacı hakkında yapılan ceza soruşturmasının sonucunun bu davayı etkileyecek nitelikte olması sebebiyle beklenmesi gerekçesiyle bozma karraı verildiği anlaşılmıştır.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi işveren tarafından, davalı işyerine ait olan kaynak makinasının parçalara ayrılarak fabrika dışına çıkarıldığı gerekeçsiyle  ahlaka aykırı davranışlar gösterdiği gerekçeleriyle haklı sebebe dayanılarak feshedilmiştir.
Dosya içeriğine göre  dava konusu olay ile ilgili olarak, davacı hakkında güveni kötüye kullanma suçlamasıyla Sincan 4.Asliye Ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda beraat kararı verildiği anlaşılmıştır. Ancak dava konusu olayla ilgili olarak,  taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelenmesi, davalı ile davacının birlikte çalışmalarının artık beklenemeyeceği ve davalı işveren açısından bu durumun geçerli sebep kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Davacının feshe konu eylemlerinin bir bütün olarak, haklı sebep ağırlığına varmamakla birlikte geçerli fesih sebebi teşkil ettiğinin kabul edilerek, işe iade isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Sonuç: Belirtilen sebeple, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,



                                                                                                           Saygılarımızla
                                                                                                          Metis Hukuk Bürosu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR NELERDİR? Mahkeme ilamlarında yer alan kararların uygulanabilir hale getirilebilmesi için kararların icra edilmesi gerekmektedir. Bu husus; hem alacak hem de eda hükümleri için geçerlidir.  Asıl olan mahkeme ilamı ile birlikte kararların uygulanabilir hale gelmesidir. Mahkeme ilamı ile birlikte ilamda bahsi geçen hükümlerin icrası talep edilebilir.  Ancak bu asıl kuralın da istisnaları mevcut olup, icraya konulmadan evvel kararların icrasının yapılıp yapılamayacağı hususu değerlendirilmelidir.  Mahkeme ilamları; eğer henüz kesinleşmedi ise ilamda bahsi geçen hükmün ne olduğuna bakmak gerekir.  Kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlar ( istisnalar):  HMK 'da bu kararlar aşağıdaki gibi sayılmıştır.  Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. Kişiler hukuku deyiminden; kişisel haklar ve bu haklara bağlı diğer ...