T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4285
KARAR NO : 2017/16065
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/03/2016
NUMARASI : 2015/1182-2016/242
DAVACI : B................................................
DAVALI : ..................................................................an. İc. ve Dış. Tic. Ltd. Şti.
Vekili : Av. Mükerrem Sedef KILIÇ
Vekili : Av. Mükerrem Sedef KILIÇ
DAVA TÜRÜ : Kiralananın Tahliyesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı, 01.04.2013 başlangıç tarihli ve yedi yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 15.09.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile toplam 5.403,86 TL alacağın tahsili ve tahliye talep etmiş, davalı borçlu borca ve imzaya itiraz etmediğinden icra takibi kesinleşmiştir.
Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 01.04.2013 başlangıç tarihli ve yedi yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi kiraya verenler O...................., B.................... ve A.........................tarafından imzalanmıştır. Kira sözleşmesinde kiralayanlar birden fazla olduğundan, kiralayanlar arasında mecburi dava arkadaşlığının bulunduğunun kabulü gerekir.
Birden fazla kiralayan olması halinde icra takibinin bütün kiralayanlar tarafından yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. Zira, tahliye hakkı bölünemeyen haklardan olup, zorunlu dava arkadaşlarından biri tek başına tahliye isteyemez.
Somut Olayda; Davaya dayanak icra takibi kiraya verenlerden B....................... tarafından açılmıştır. Kiraya verenlerden B............................ kendi hissesine düşen kira alacağı için tek başına takip başlatabilir ise de yukarıdaki açıklamalar ışığında tek başına tahliye isteyemez. Davadaki eksiklik giderilebilirse de icra takibindeki eksikliğin giderilmesi mümkün değildir. Bu nedenle Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken tahliye kararı verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar
Yorum Gönder