Ana içeriğe atla

AYIPLI ARACIN MİSLİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİ HUSUSUNA İLİŞKİN YEREL MAHKEME KARARI

                                                                                                  
                                                                                                  TÜRK MİLLETİ ADINA
                                                                                                   GEREKÇELİ KARAR

              ANKARA
6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ


DAVACI : ...................................
VEKİLİ : Av. Mükerrem Sedef KILIÇ &  Av. Ayşen AKÇAY SENEM
Tunus Caddesi 87/10  Kavaklıdere ... Çankaya/ ANKARA

DAVALI : D................................. AŞ -  .................................. Çankaya/ ANKARA

DAVA : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2017
KARAR TARİHİ : 19/09/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH  : 24/09/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilin dava dışı ..............A'dan 2013 model otomobil satın aldığını, satın alımı müteakip araç garanti sözleşmesi için zeyilname imzalandığını, aracın garanti süresi devam ederken araçta 2016 yılı içerisinde boya atmaların meydana geldiğini ve hemen davalıya başvurulduğunu, fakat taleplerin yerine getirilmediğini, aracın sair araç servislerine götürüldüğünde aracın boyasının üretim aşamasında hatalı olduğunun ifade edildiğini, davalı şirketten olumlu sonuç alınamadığını, davalı tarafından 01.03.2017 tarihli iş emri ile araçtaki boya atmalarının tespit edildiğini, buna rağmen taleplerinin reddedildiğini, aracın gizli ayıplı olduğunu ve garanti kapsamında aracın misli ile değişiminin talep edildiğini, davalı yanca aracın ücretsiz boyanacağı bilgisi verildiğini fakat boya atmalarının nihayete ereceği konusunda bir taahhüt verilmediğini, müvekkilin zararının ancak aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi halinde giderilebileceğini, bu mümkün olmadığı takdirde bedelde indirim yapılacak tutarın hesaplanarak faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesinin gerektiğini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Aracın ayıplı olmadığını, aracın başka bir şahıstan ikinci el olarak alındığını ve aracın satın alındığında bu boya atmasının mevcut olup olmadığının ispatının gerektiğini, aracın 20.12.2013 tarihinde trafiğe çıktığını ve son servis kaydına göre 62.706 km yol kat ettiğini, araçta yapılan incelemelerde aracın ön cam üst sağ tarafında tavan kenar bölgesinde ve bagaj kapağı iç sağ ve sol menteşe alt bölgesinde boya atması şeklinde oluşum görüldüğünü ancak sonradan üretici tarafından yapılan bir boya işlemine rastlanmadığını, aracın gövde üzerindeki boyasında herhangi bir atma/dökülme gözlemlenmediğini, boya alt katmanlarından ya da gövde üzerinden yukarıya doğru gelişen bir oluşum olmadığını, boya kalınlıklarının üretici standartlarında olduğunu ve boya yüzeyinde dış etken kaynaklı bir oluşum sonrasında boya katmanlarının dış etkilere açık hale geldiğinin öngörüldüğünü, sorunun dış etken kaynaklı olduğunu ve sorunun garanti kapsamında üretici kalite standartlarında giderilebileceğini ve değer kaybı oluşmayacağını, davacı yanın araçtan faydalanmasını engelleyen bir durum söz konusu olmadığını ve misli ile değişimi gerektirecek şartların oluşmadığını, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 
GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satımı nedeniyle aracın yenisi ile değiştirilmesi isteminden ibarettir. Belge ve delil olarak: Araç satış sözleşmesi, servis formları, fotoğraflar, kasko sigorta poliçesi, 13.11.2017, 22.03.2018, 04.07.2018 tarihli birinci, ek rapor ve ikinci raporlar ile taraflarca sunulan belge ve delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda:

Davalının görev itirazının incelenmesinde: 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 1-3/l maddesi hükmü ile, iş bu davaya benzer davada Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 19.10.2016 tarih ve E. 2016/12718, K. 2016/18811 sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere, iş bu davada Mahkememiz görevli olduğundan davalının yerinde görülmeyen görev itirazının reddine karar verilmiştir. 
Davalının yetki itirazının incelenmesinde: 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73/5 maddesi hükmü uyarınca iş bu davanın davacının yerleşim yeri mahkemesi olan mahkememizde açıldığı anlaşılmakla davalının yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. 
Davalının zamanaşımı def'inin incelenmesinde: İş bu davada uygulanması gereken zamanaşımı süresi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146 ıncı maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi olup, davalının yerinde görülmeye zamanaşımı def"inin reddine karar verilmiştir. 
Davanın esasının incelenmesinde:
Davacının dava dışı A.................'dan 2013 model otomobil satın aldığı, satın alımı müteakip araç garanti sözleşmesi için zeyilname imzalandığı, aracın garanti süresi devam ederken araçta 2016 yılı içerisinde boya atmaların meydana geldiği bu nedenle davalıya başvurulduğu, davacının talebinin yerine getirilmediği, aracın sair araç servislerine götürüldüğünde aracın boyasının üretim aşamasında hatalı olduğunun ifade edildiği, davalı şirketten olumlu sonuç alınamadığı beyanı ile dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. 

Mahkememizce benimsenen 04.07.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; dava konusu araçtaki boya hatasının (soyulma, boya katmaları arasında tutuculuğun azalması) bulunduğu, otomobil boya kalınlıklarının 75 ile 150 değerleri arasında olmasının beklendiğini, araçta var olan boya hataları tüketici/kullanım kaynaklı olmadığı, dava konusu aracın üretimi aşamasında, boyama sürecinde hatalı işleme tabi olduğu; bu tespitte her iki raporun birbirini doğruladığı, imalattan kaynaklı ve aracı ayıplı kılan bu husustan dolayı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 11/1-c bendi hükmü uyarınca ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talep hakkının davacı açısından iş bu davada gerçekleştiği, davalının bu talepten ithalatçı sıfatıyla anılan Kanunun 11/2 maddesi hükmü uyarınca sorumlu olduğu, davanın kanıtlandığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile, Davaya konu 2013 model Wolkwagen Passat 1.6 TDI tipi aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, davaya konu ayıplı aracın davacı tarafından davalıya iade edilmesine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. 

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE, 
Davaya konu 2013 model Wolkwagen Passat 1.6 TDI tipi aracın ayıpsız misli ile DEĞİŞTİRİLMESİNE, 
Davaya konu ayıplı aracın davacı tarafından davalıya İADE EDİLMESİNE, 
3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu ile buna bağlı 1 sayılı tarife hükümleri uyarınca hesaplanan ........................ nisbi karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Vekille temsil olunan davacı yararına AAÜT ye göre belirlenen .................................. nisbi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından iş bu dava için yapılan bilirkişi ücreti:          TL, posta gideri,      TL, keşif harcı: .............. olmak üzere toplam 1725,80 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 
6-Davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerine bırakılmasına, 
7-Sarf olunmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine, 
Dair gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 19/09/2018



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...