Ana içeriğe atla



 

HAKSIZ VE HUKUKA AYKIRI TAHSİL EDİLEN VERGİLERİN GERİ ALINMASI USULÜ HAKKINDA

 Mükelleflerin ödenmemesi gereken bir vergiyi sehven ödemesi ya da cebri icra tehdidi altında ödemek durumunda kalması ile haksız vergi tahsili yapılmaktadır. Bu durumda söz konusu vergilerin iadesi talep edilebilir. Yine ödenen vergilerin iadesi konusunda faiz alacaklarının ödenip ödenmeyeceği de muallak olan konulardan biridir. 

Vergilerin iade usulü; vergileri tahakkuk ettiren kanuna göre değişiklik içermektedir. Yine söz konusu iadeleri talep edebilmek için de hak düşürücü süreler içerisinde talepte bulunmak elzemdir. Örneğin, Gümrük Mevzuatından kaynaklı bir verginin iadesini talep için öngörülen süre her halükarda beyanname tarihinden itibaren 3 yıldır. Bu süre içerisinde iade için talepte bulunulmaması durumunda hak düşürücü süre sebebiyle alacakların tahsili mümkün olmayacaktır. Yine söz konusu vergiler için beyannamelere şerh konulup konulmaması da önem arz etmektedir. Beyannameye ihtirazı kayıt konulması ya da konulmaması durumu yerel mahkemelerce ayrı Danıştay tarafından ayrı yorumlanmaktadır. Bu nedenle söz konusu hususa dikkat etmek de elzemdir. 

Danıştay 7. Daire 2012/2528 E. 2015/1278 K. 12.03.2015 tarihli kararı ;'' ....... Oysa; davacı şirketin iade istemine dayanak olarak gösterdiği 211. Maddenin de yer alığı Gümrük Kanunun 9. Kısmının 5. Bölümü vergilerin iadesine ayrılmış olup, anılan kısımda beyanın bağlayıcı olduğu yolunda ya da ödenen vergilerin iadesinin istenebilmesi için beyannameye ihtirazi kayıt konulması gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu itibarla, yükümlüler tarafından beyan edilen matrah ve oranlar esas alınarak tahakkuk ettirilen vergilerin, gümrük kanunun 9. Kısmının 5. Bölümünde yer alan düzenlemeler uyarınca iade istemine, istemin reddi halinde de ret işleminin idari davaya konu edilebilmesi için beyan tarihinde ihtirazi kayıt konulması gerektiğinden söz edilemez. ''

 Yine gümrük mevzuatından kaynaklanan vergi iadeleri için iade usulü kanun ile açıklığa kavuşturulmuş konulardan biridir. Örneğin, Gümrük Genel Tebliği Seri no-2 nin  30. Maddesinde '' Kanunen ödenmemeleri veya tahakkuk ettirilmemeleri gereken gümrük vergileri gümrük vergileri, söz konusu vergilerin yükümlüye tebliği ve ilgilinin bu tebliği izleyen üç yıl içinde gümrük idaresine Gümrük Yönetmeliğinin ek-78’inde yer alan form ile müracaatı üzerine geri verilir veya kaldırılır.” Denilmektedir. Söz konusu madde metninden anlaşılacağı üzere iade istemi için özel bir form mevcut olup, işbu form ile başvuru yapılması zaruridir.

Gümrük Mevzuatı dışında her vergi türü için ayrı düzenlemeler  ve uygulamalar mevcuttur.

Bir kısım vergiler için ise doğrudan bir yasa hükmü mevcut değildir. Bu durumda hem iade usulü ile ilgili zorunlu unsurların hem de iadeye ilişkin sürelerin değerlendirilebilmesi için yargı içtihatları yol gösterici olmaktadır.

Şunu da belirtmek gerekir ki, her türlü uyuşmazlık kendi somut şartları içerisinde değerlendirilmekte olup, uygulanacak hukuk normları bu kapsamda ayrıca belirlenmelidir. Yine vergi iadeleri hususunda da aynı durum geçerlidir. 

Hangi vergi türlerinin iade istenebileceği ve vergilerin iade usulleri hakkında ayrıntılı bilgi almak için Hukuk Büromuzla iletişime geçiniz.

                                                                                                METİS HUKUK BÜROSU ADINA 

                                                                                                             Av. Sedef KILIÇ 

                                                                                                                                                                                                                                                                       



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR NELERDİR? Mahkeme ilamlarında yer alan kararların uygulanabilir hale getirilebilmesi için kararların icra edilmesi gerekmektedir. Bu husus; hem alacak hem de eda hükümleri için geçerlidir.  Asıl olan mahkeme ilamı ile birlikte kararların uygulanabilir hale gelmesidir. Mahkeme ilamı ile birlikte ilamda bahsi geçen hükümlerin icrası talep edilebilir.  Ancak bu asıl kuralın da istisnaları mevcut olup, icraya konulmadan evvel kararların icrasının yapılıp yapılamayacağı hususu değerlendirilmelidir.  Mahkeme ilamları; eğer henüz kesinleşmedi ise ilamda bahsi geçen hükmün ne olduğuna bakmak gerekir.  Kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlar ( istisnalar):  HMK 'da bu kararlar aşağıdaki gibi sayılmıştır.  Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. Kişiler hukuku deyiminden; kişisel haklar ve bu haklara bağlı diğer ...