Ana içeriğe atla

İŞE İADE DAVALARINA İLİŞKİN TAZMİNAT HESABI NASIL YAPILIR?


                          
           İŞE İADE DAVALARINA İLİŞKİN TAZMİNAT HESABI 

İşe iade davasının kabul edilmesine yönelik kararın kesinleşmesi ile birlikte 10gün içinde İŞVERENE başvuru yapılması zorunludur.

“4857 sayılı İş Kanununda işçinin şahsen başvurması gerektiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi, vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen görüşü bu yöndedir.” ( Yargıtay HGK, 17.06.2009 gün ve 2009/9-232E, 2009/278K. )

Süre aşımı halinde iş akdini işçi istifa ile sona erdirmiş olarak kabul edilir. (İşe iade yönündeki başvurunun 10 iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez. Yargıtay HGK 2013/22-1158Esas, 2014/743 Karar)

İşveren, işçinin başvuruya ilişkin tebligatını aldıktan sonra 1 ay içinde işçiyi işe başlatmalı ya da işe başlatmamaya dair beyanını işçiye ulaştırmalıdır. Eğer 1 ay içinde işveren işçiye iradesini açıklamaz ise, bir ayın sonunda işverenin işçiyi işe başlatmadığı sonucu doğar.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de, işveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır.( Yargıtay  9. Hukuk Dairesi, 2007/38730  E.2009/7345 K.)

 Eğer işveren işçiyi işe başlatmaz ise bu durumda işveren işçinin feshe bağlı alacaklarının yanı sıra (Kıdem - ihbar- yıllık izin) işe başlatmama tazminatını ve boşta geçen süreye ilişkin tazminatlarını ödemelidir. 

Ayrıca, işçinin eski işine, bölümüne, pozisyonuna aynı şartlarla dönmesi elzemdir. Eğer işçinin daha evvel çalışma yaptığı bölüm kapsanmışsa ya da pozisyona ihtiyaç kalmamışsa işçi, eski işine en yakın pozisyona aynı şartlarla iade edilmelidir.

HEM İŞVEREN HEM DE İŞÇİ İŞE BAŞLATMA/BAŞLAMA İRADESİNDE SAMİMİ OLMALIDIR.

Uygulamada genellikle işçiyi işe kabul eden işverenlerin işçiyi istifaya zorlamak için farklı bir pozisyona davet ettiğini görmekteyiz. Bu halde işverenin işe iadesinde samimi olmadığından, işverenin işçiyi işe iade etmediği sonucuna ulaşılacak ve işverenin işçiye tazminat ödemesi gerekecektir.

Nitekim emsal yargı içtihatları da bu yöndedir.

·         Somut uyuşmazlıkta davacı işçi kesinleşen işe iade davası sonrasında yasal süresi içinde

işverene başvurmasına rağmen işe başlatılmadığını ileri sürerek, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, ihbar ve kıdem tazminatı farkı taleplerinde bulunmuştur.
Davalı işveren davacının çalıştığı medikal bölümünün kapatılması üzerine marketler zinciri bölümünde çalışmak üzere davacının işe davet edildiğini ve işe başlamadığını savunmuştur.
Mahkemece davacının işe başlatma talebi üzerine çalışma koşullarının esaslı şekilde ve işçi aleyhine işveren tarafından değiştirilmesi sonucunda haklı olarak sözleşmenin işçi tarafından feshedilmesi gerekçesi ile kıdem tazminatının kabulüne, diğer taleplerin reddine dair hüküm kurulmuştur.
Dosya kapsamına göre davacının daha önce medikal bölümde çalıştığı sürede kendisine araç tahsis edildiği ve bu araçla müşteri ziyaretlerini yaptığı, işveren tarafından bilgisayar verildiği ancak yeni görevinde bu şartların sağlanmadığı anlaşılmakta olup, esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece çalışma koşullarının işçi aleyhine esaslı şekilde değiştirildiği kabul edilmiş durumdadır.
Kesinleşen işe iade kararı sonrasında davacının başvurusu üzerine eski işine başlatılması asıl olup, aksi halde davacı işverence işe başlatmamış sayılır. Böyle olunca davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından ve işe başlatılmaması suretiyle feshedildiğinin kabulü ile işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve dört aylık sürenin ilavesi ile ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazandığının kabulü gerekir. Mahkemece davacının haklı olarak sözleşmeyi feshettiğinin kabulü ile sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
(Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 10.11.2020 tarihli, 2017- 18389 Esas, 2020- 15521 Karar )

 

İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.( Yargıtay  9. Hukuk Dairesi 2007/38730  Esas,  2009/7345 Karar)

Dava, işe iadeden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlıkta; geçersizliğine karar verilen feshin tarihi 26.06.2010 olup, davacının işe davet edildiği 01.04.2013 tarihine kadar yaklaşık 3 yıl geçmiştir. Bu arada davacının geçersizliğine karar verilen işyeri taşınmış, davacının başvurusu nedeniyle işverence işyerinin nakledildiği belirtilerek bu adrese alacağı ücret belirtilmeden işe başlatılmak istenmiştir. Davacı taraf anılan adreste görev yaptığı birimin bulunmadığını, aradan 3 yıl geçtiğini ve bu dönemde zam yapıldığını ve başlatılacağı ücretin de bildirilmesini istemiştir. Davalı işveren işe davet edildiği yerin Şirket merkezi olup, reklam bölümünün başka bir adreste kiralanan işyerinde olduğunu, bu durumun şirketin yönetimsel kararı olduğunu, davet edildiği yerde başlaması gerektiğini ihtar etmiştir. Davacı reklam koordinatörü olup, geçersizliğine karar verilen fesih tarihindeki işine ve bu işin yürütüldüğü işyerine davet edilmesi gereklidir. Diğer taraftan işe başlatılacağı tarihteki ücret belirtilmemiştir. Bu dönemde asgari ücrete gelen zam oranı %34 dolayındayken davacının sadece 2011 yılında yapılan %12 lik zamla başlatılacağı belirtilmiştir.

 Somut bu vakıalara göre işverenin işe davetinde samimi olmadığının ve işe başlatmama tarihinin fesih tarihi kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı hesabının yapılması keza bu tarihteki mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı bankalardan araştırılıp, belirlenerek kıdem tazminatı yönünden işlemiş faizin takip tarihine kadar hesaplanarak hüküm altına alınması gerekir. Mahkemece davacı işçinin işe başvuruda samimi olmadığı gerekçesi ile geçersizliği kabul edilen fesih tarihine göre kıdem ve ihbar tazminatı hesaplanıp kabulü hatalı olup, açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekir. Yargıtay 9. H.D, 2016- 8224 Esas, 2019-19618Karar, 12.11.2019 Tarih

  

Yine bu durum işçi için de geçerlidir. İşçinin işe iade kararı sonrasında da işe başlama yönünde SAMİMİYETİNİN varlığı gereklidir.  

 

İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. (Yargıtay  9. Hukuk Dairesi 2007/38730  Esas,  2009/7345 Karar) 

PEKİ, BU TAZMİNATLAR NASIL HESAPLANIR?

1)      İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI

İşe başlatmama tazminatı için; işçinin iş akdinin feshedildiği tarihteki güncel maaşı üzerinden hesaplama yapılmadır. Yani, İşe Başlatmama Tazminatının işçinin işe başlatılmadığı tarihteki son ücretine göre hesaplanması gerekir.

Nitekim Yargı İçtihatları da bu yöndedir. “İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. İşçinin işe başlatılmaması fesih niteliğinde olmakla, işverence gerçekleşen bu feshe bağlı olarak yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatı ile süre yönünden şartları mevcutsa kıdem tazminatı ve işe başlatmama tazminatı işçinin işe başlatılmadığı tarihteki ücretine göre ödenmeli, boşta geçen süre ücreti ile fiili çalışmaya bağlı diğer alacakları ise çalışmanın geçtiği tarihteki ücretine göre ödenmelidir. İşçinin ücretinin tespiti için ise emsal ücret araştırması yapılabileceği gibi, davalı işyerinde davacı ile aynı işi yapan çalışanların işe başlatmama tarihindeki ücretlerini gösterir kayıt ve belgelere de başvurulabilir.” (Yargıtay 22.H.D, 2016/23325 E, 2019/21383 K, 25.11.2019T.)

Ancak bu durumda işçinin güncel maaş hesabının ne olması gerektiği önem arz etmektedir.

Örneğin, işçinin iş akdi 2000 yılında geçersiz şekilde feshedildiğinde işçi asgari ücret alıyor olsun. İşe iade davasının kesinleşmesi ve işverenin işçiyi işe başlatmadığı yıl da 2003 olsun. Bu durumda işçiye 2003 yılına göre asgari ücret tutarı üzerinden tazminat ödemesi yapılacaktır.

Bu alacak kalemi hesaplanırken işçinin ÇIPLAK BRÜT maaşı üzerinden hesaplama yapılması gerekmektedir.

Bu alacağa, yasal faiz uygulanacak olup, faiz başlangıç tarihi davacının sözlü ya da eylemli olarak işe başlatılmadığı tarih esas alınır. Eğer başvuru yapıldıktan sonra işçi işe başlatılmaz ya da işe başlatılmayacağına ilişkin ilgili süre içinde cevap verilmez ise başvuru tarihine göre bir aylık süre sonu esas alınır.

Nitekim emsal yargı içtihatları da bu yöndedir.

 “İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır.                                            ( …)Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği itibarıyla tazminat olmakla uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır”.( Yargıtay  9. Hukuk Dairesi 2007/38730  Esas,  2009/7345 Karar)

 

İşe başlatmama tazminatı için BRÜT üzerinden hüküm kurulmalıdır. Kesintiler infaz aşamasında gözetilmeli olup, bu alacak türü gelir vergisinden istisnadır. Bu nedenle yalnızca damga vergisi kesintisi uygulanmalıdır.

16.6.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5904 Sayılı Kanun ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda değişiklik yapılmış ve işe başlatmama tazminatı gelir vergisi istisnaları arasında gösterilmiştir. Buna göre işe başlatmama tazminatından sadece damga vergisi kesilmesiyle yetinilmelidir. Aynı Yasa ile 193 Sayılı Kanuna eklenen geçici 77. maddede, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlerle ilgili olarak 22/5/2003 tarihli ve 4857 Sayılı İş Kanununun 21. maddesi uyarınca işverenlerce işçiye ödenen işe başlatmama tazminatları, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz. (Yargıtay 9.HD 16.2.2010 T, 2009/29055 E, 2010/ 3626 K)

 

2)      BOŞTA GEÇEN SÜRE TAZMİNATI

Boşta geçen süre tazminatı, işçinin dava /geçersiz fesih tarihindeki GİYDİRİLMİŞ BRÜT ÜCRETİ üzerinden hesaplanır. bu alacak kalemini NETE çevirmek için damga vergisi, SGK kesintisi ve Gelir Vergisi Kesintisi yapılması gerekmektedir. 

Boşta geçen süre ücreti, geçersiz fesih tarihindeki ücret üzerinden hesaplanmalıdır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2008/42904 Esas, 2010/36745 Karar)

Giydirilmiş ücret hesabında işçiye maaşı dışında ödenen her türlü ( prim, ikramiye, yol- yemek- servis-bayram harçlığı giyim - yakacak yardımı vb. her türlü ) ödenek hesaplamaya dâhil edilir. Bu alacak için uygulanan faiz türü mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olup, faiz başlangıç tarihi için de temerrüt tarihi ya da başvuru tarihi esas alınmalıdır. 

Bahsi geçen tazminat yönünden faize hak kazanmak için, kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Ancak, işçinin işe iade başvurusunda işe alınmadığı takdirde işe başlatmama tazminatının ödenmesini talep etmiş olması durumunda, işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez ve bahsi geçen tazminat muaccel olduğu anda işverence ödenmelidir.( Yargıtay  9. Hukuk Dairesi 2007/38730  Esas,  2009/7345 Karar)

 

Kıdem ve İhbar Tazminatı için, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Kıdem ve ihbar tazminatı faiz başlangıcı da bu süreye göre belirlenir.

Feshe bağlı alacaklar olan KIDEM TAZMİNATI- İHBAR TAZMİNATI VE YILLIK İZİN ÜCRETİ için de işe başlatmama tazminatı gibi, işçinin güncel maaş tutarı üzerinden hesaplama yapılır.


Güncel maaş demek, işçi işe devam ediyorsa alacağı ücret ya da işçi ile aynı pozisyonda çalışan personellere ödenen ücret demektir. 

 

 

 

                                                                                                            METİS HUKUK BÜROSU 

                                                                                                             Av. Sedef KILIÇ AKARSU 





 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...