Ana içeriğe atla

RÖDÖVANS SÖZLEŞMELERİ HAKKINDA


 

MADEN HUKUKU 

RÖDÖVANS SÖZLEŞMELERİ

                                                                                      

RÖDÖVANS kelimesinin kökü Latince REDİTUS kelimesinden gelmekte olup, kelime anlamı gelir, irat şeklindedir. İlk olarak Fransızca ’ya REDEVANCE şeklinde yerleşmiş olup, İngilizce karşılığı olarak ROYALTY kelimesi kullanılmaktadır. Fransızca okunuşuna uygun şekilde Türkçe ’ye RÖDÖVANS şeklinde girmiştir.

İngilizce anlamının çevirisi ise, bir yazara ya da bir yayımcıya haklarını devretmeleri karşılığında düzenli aralıklarla ödenmesi gereken para, madenleri işletilen toprağın sahibine sabit bir miktar olarak ya da üretim birimi üzerinden ödenmesi gereken para, toprak kirası şeklindedir. 

Rödövans Sözleşmesi Nedir? 

Maden Kanunun 5.madde birinci fıkrasında maden haklarının bölünemeyeceği kesin bir şekilde hüküm altına alınmıştır. Bu yasak da uygulamada ruhsat sahibi için büyük zorluklar yaratmaktadır. Bu ihtiyaçtan dolayı da Rödövans sözleşmeleri ortaya çıkmıştır.   

Bu sözleşmenin yanı sıra ruhsat sahibi sahip olduğu hakları tümüyle devredebilir. Bu husus da Maden Kanunu 5. Maddede hüküm altına alınmıştır. Maden ruhsatları, görünür rezerv geliştirme hakkı ve buluculuk hakkı devredilebilir. Devir yapılmadan önce arama ve işletme ruhsatlarının devir edildiği tarihteki ruhsat bedelinin iki katı tutarında devir bedeli alınır. Devir Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı onayı ile gerçekleşir. Ve işbu devrin MADEN SİCİLİNE şerh edilmesi zorunlu kılınmıştır. Devir işleminin tamamlanması için devrin sicile şerh edilmesi gerekmektedir. 

Rödövans sözleşmesi, Maden Ruhsat Sahalarının hak sahibi tarafından,  işletme hakkı kendinde kalması şartıyla bir süre için gerçek veya tüzel kişiye tahsis edilmesi anlamına gelmektedir. Sözleşme ile maden ocağının işletilmesini üstlenen özel veya tüzel kişi, ruhsat sahibine, çıkarılan madenler için bir ödeme yapar. İşbu ödeme; sabit bir tutar olarak belirlenebildiği gibi bir oran şeklinde de kararlaştırılabilir. 

Mevzuatımızda hukuki düzenlemesi olmayan işbu sözleşme 2005 yılında Yönetmelik ile hukuki bir tanımlama içine dahil edilmiştir. 3.2.2005 tarihinde 25716 Sayı ile Resmî Gazetede yayınlanan “Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği” nde rödövans sözleşmesi aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.

 Rödövans sözleşmesi: Ruhsat sahalarındaki madenlerin üretilerek değerlendirilmesi amacıyla üçüncü kişilere veya kuruluşlara tasarruf hakkı sağlamak üzere ruhsat sahasının tamamı ya da bir kısmı için ruhsat sahiplerinin bu kişilerle yapmış oldukları sözleşmeler

Yönetmelik hükmüne göre, rödövans sözleşmeleri bir tanıma kavuşsa da halen hukukumuzdaki yeri tartışma konusudur. Genel anlamda bir HASILAT KİRASI şeklinde kabul edilmekte ve Türk Borçlar Kanunu’na tabi olmaktadır. Nitekim, Yargıtay’ın yerleşik kazanmış olduğu kararları bu sözleşmeyi Hasılat/Ürün Kirası olarak tanımlar ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerini kıyasen uygular. Ancak Yargıtay’ın istisnai sayılabilecek bazı kararlarında, rödovans sözleşmesini ASIL İŞVEREN- ALT İŞVEREN ilişkisine benzettiği ve bu husustaki düzenlemelerin kıyasen uygulanması gerektiğini kabul ettiği söylenebilir.

Rödovans Sözleşmesinin Şekil Şartları Nelerdir? 

Rödövans kural olarak, herhangi bir şekle tâbi olmayan, tam iki tarafa borç yükleyen, isimsiz/ atipik, karma bir sözleşmedir. Rödövans sözleşmesi kanunda özel olarak düzenlenen bir sözleşme olmadığından ve şekil şartı belirtilmediğinden Türk Borçlar Kanununun 12. Maddesi uyarınca, sözleşmelerin geçerliliği “kanunda aksi belirtilmedikçe şekle bağlı değildir “ hükmü gereğince bir şekil şartına bağıtlanmamıştır.  Bu nedenle kanunda aksi düzenlenmeyen işbu sözleşme için de şekil şartı aranmamaktadır. Uygulamada, yazılı şekilde yapılan işbu sözleşme taraflarca imza edilerek yürürlüğe girmektedir. 

( Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 20.02.2007 tarih, 2007/111 Esas, 2007/ 1552 Karar)

Maden Kanununda bu konuda özel bir düzenleme yer almadığı için bu sözleşmenin taraflarına yükledikleri haklar ve borçlar ile sözleşmenin sona ermek halleri konusunda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 357 ve devamı maddelerinde yer alan ürün kirasına ilişkin özel hükümler uygulanır. Rödövans sözleşmesi, hasılat ürün kirası sözleşmesinin bir türüdür. 

Yargıtay 10. HD. 17.10.2014, E. 2014/16695, K. 2014/19906,

“Rödövans sözleşmesine Maden Kanununda özel bir düzenleme olmadığı için Borçlar Kanununun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen “hâsılat kirasına” ait hükümler uygulanır. Türk Borçlar Hukukunda sözleşmelerde şekil serbestîsi geçerlidir. Yasada özel olarak bir şekle bağlanmayan sözleşmeleri taraflar istedikleri şekilde yapabilirler. Rödövans sözleşmesi maden ruhsatının devri anlamına gelmediğinden, devir sözleşmesinin Maden İşleri Genel Müdürlüğünde yetkili memur huzurunda yapılması zorunluluğu yoktur...” 

Sözleşme Taraflarının Hak Ve Yükümlülükleri

Ruhsat sahibinin temel hakları, rödövans bedelini ve maden sahasının amacına uygun şekilde kullanılmasını talep etme hakkıdır. Bununla birlikte, ürün kirasının hükümlerinin genel hükümlere yaptığı atıf nedeniyle boşluk olan durumlarda kıyasen kira sözleşmesi hükümleri uygulanabilir.

 Rödövansçının hakları ise öncelikle sözleşmede belirlenen şekilde maden alanının işletmeye uygun halde kendisine teslimidir. Borçları ise ücret ödeme ve maden alanının işletilmesidir. İş sağlığı ve güvenliğinden doğan sorumluluklar ise Maden Kanunu Ek 7.Madde gereği rödövansçının üzerindedir. Maden sahasında çalışan işçiler bakımından iş sağlığı ve güvenliği sebebiyle doğan idari, mali ve hukuki yükümlülüklerden sadece rödövansçı sorumlu tutulacaktır. ancak madenin işletilmesi sonucu üçüncü kişiler zarar görürse TBK 71 inci madde gereği, ruhsat sahibi ve rödövansçı müteselsilen sorumludur.

Türk Borçlar Kanunu madde 278'de de işaret edildiği gibi, rödövansçı maden sahasını iyi bir şekilde işletme borcu altındadır. Akılcı ve gereklerine uygun bir maden işletmesi göstermeyerek, maden rezervini daha sonraki kullanımlar için ulaşılamayacak şekilde tahrip eden rödövansçı, ruhsat sahibine karşı sorumlu olur.            

                                                    GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Rödovans sözleşmelerinin esasının KİRA SÖZLEŞMES olduğu düşünüldüğünde görevli mahkemenin HMK gereği SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğu açıktır. Ancak sözleşmenin niteliğinin bir devir olması durumunda İDARİ YARGI’nın görevli olduğu da unutulmamalıdır.

Yargıtay 6.HD. 8.7.2013, E. 2013/9552, K. 2013/11644 HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı İcra ve Îfl as Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re’sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, davacı kiraya veren, tarafl ar arasında imzalanan rödovans sözleşmesine dayanarak tahliye ve kira alacağı isteminde bulunmuştur. Tarafl ar arasındaki uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklandığına göre, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.”

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 6.11.1981 tarih, 1981/3574 Esas, 1981/4653 Karar sayılı kararı.

“Maden sahaları üzerindeki işletme hakkının devri işlemi, Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın iznine ve yasada öngörülen merasimin yerine getirilmesine bağlı olduğundan, hem şekil hem de esas yönünden idarî bir tasarruf niteliğindedir. Bu nedenle, davanın idarî yargıda görülmesi gerekir.”

 Hukuk Muhakemeleri Kanununda sözleşmeden doğan davalarda yetki başlıklı 10. Maddede, “Sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi “ yetkili kılınmıştır. Ancak tarafların tacir sıfatına haiz olması halinde yetki taraflarca belirlenebilir. 

                                   SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİ YA DA FESHİ 

Rödovans sözleşmesi, niteliği gereği bir özel hukuk sözleşmesi olduğundan ve özel bir kanunla da düzenlenmediğinden, sözleşmenin sona ermesi bakımından öncelikli olarak ürün kirasına ilişkin hükümler kıyasen uygulama alanı bulacaktır. Rödovans sözleşmesinin sona ermesi noktasında ürün kirasına ilişkin hükümlerin yetersiz kaldığı durumlarda Borçlar Kanununun Genel Hükümlerini uygulamak gerekecektir. 

Sözleşmenin sona erme halleri için ürün kirası hükümlerine ve sona erme sebeplerine bakmak gerekir.

İbra, yenileme, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi, takas, aşırı ifa güçlüğü, ikale ve kusursuz ifa imkansızlığı halleri sözleşmenin niteliği uygun düştüğü ölçüde uygulanır. Ayrıca, rödövans sözleşmesinin sürekli sözleşme olmasından bahisle, eğer sözleşmede başkaca bir süre belirlenmemişse, TBK’nın 367-371 maddeleri gereği, 6 aylık fesih öneline uyarak taraflar sözleşmeyi feshedebilir.

(Yargıtay 11.H.D., 15.10.2002 gün ve E.2002/5942, K.2002/9079) Türk Borçlar Kanunun 362. Maddesine kıyasen ruhsat sahibi, rödövans bedelinin ödenmemesi halinde rödavansçıya ihtar çekerek 60 günlük önel ( ihbar sözleşmesi) tanımak zorundadır.

 Eğer haklı neden olmadan ruhsat sahibi sözleşmeyi feshederse, ya da süre öneline uymadan sözleşme feshedilirse rödövansçı uğramış olduğu zararları ruhsat sahibinden talep edebilir.

(Yargıtay 11.H.D. 15.10.2002 tarih, 2002/5942 Esas, 2002/9079 Karar) Sözleşmeyi haklı neden olmadan fesheden taraf karşı tarafın uğrayacağı geri kalan rödövans alacağından mahrum kalma gibi müspet zararını tazmin etmek zorunda kalabilir. 

Ayrıca, sözleşmenin feshi halinde rödövansçının maden ruhsatını iade etmesi zorunludur.(Yargıtay 14.H.D 18.10.2010 tarih, 2010-9168 Esas, 2010-10791 Karar )Hasılat kirası niteliğindeki rödövans sözleşmelerinde, rödövanşçının sözleşemeye aykırı davranışları nedeniyle önceki ruhsat sahibinin sözleşmeyi feshetmesi halinde, maden ruhsatının iadesine karar verilmesi gerektiği.

ZAMANAŞIMI SÜRESİ 

Rödövans sözleşmeleri, kira sözleşmesi hükümlerine tabi olduğundan Türk Borçlar Kanunda yer alan

5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.

(Yargıtay 14. H.D 20.02.2007 tarih, 2007- 11 Esas, 2007-1552 Karar ) Rödövans sözleşmesi, hasılat / ürün kirası niteliğinde olduğu için rövanş bedeli ile ilgili davalar, beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...