Ana içeriğe atla

ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN ( HALA - TEYZE- DAYI- DEDE VS.) ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ TESİSİ


 

                  VELAYET HUKUKU 

ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ

ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN ( HALA - TEYZE- DAYI- DEDE VS.) ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ TESİSİ 

Çocukla kişisel ilişkinin yaygın türü, BOŞANMA dosyalarında velayeti anneye ya da babaya bırakılan çocukların diğer ebeveyni ile görüşmesi olarak bilinir.

Ancak kanunda düzenlenmiş hatta Anayasa Mahkemesinde Bireysel Başvuruya konu olmuş diğer bir ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ türü de ÜÇÜNCÜ KİŞİLER ile ilişki olarak tanımlanmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 325. Maddesi ile hüküm altına alınan “Üçüncü Kişiler ile Kişisel İlişki” nin de bir takım şekil şartları mevcuttur. Bilindiği üzere Aile Hakiminin baktığı davalarda TAKDİR YETKİSİ mevcut ise de, Yargıtay’ın temel aldığı esaslara uygun olmayan kararlar bozulmaktadır. Bu nedenle bu yazımızda Üçüncü Kişiler ile Kişisel İlişki ’nin usullerini ele alacağız.

Türk Medeni Kanunu Madde 325- Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir.

Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır. 

Üçüncü Kişiler ile Kişisel İlişki nedir?

Kanunda üçüncü kişi tanımlaması yapılmamış, düzenleme “diğer kişiler” söz öbeğiyle geniş tutulmuştur.  Bu da söz konusu üçüncü kişinin çocuğun menfaatleri uyarınca geniş şekilde yorumlanacağını göstermektedir.  Ancak yargı kararlarında üçüncü kişiyi daha çok anneanne- babaanne- dede- teyze- hala-- dayı-amca şeklinde görmekteyiz.

 Üçüncü Kişiler ile Kişisel İlişki, kanunda düzenlenmiş olsa da uzun bir süre bu ilişki günübirlik şeklinde uygulanmıştı. Ancak Yargıtay kararları ile anne-babaları ölen çocukların anneanne-dede ve diğer akrabaları ile yatılı şekilde kişisel ilişkide bulunabileceklerini, bu hususun çocukların gelişimine iyi yönde sirayet ettiğini, çocukların yakın akrabalarını tanıması ve onlarla bağ kurmasının önemli olduğu yönünde belirtilmiştir.

 

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

E. 2016/12739 - K. 2016/12650- T. 28.6.2016

• ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ TESİSİ ( Kişisel İlişki Süresinin Ana ve Babaya Tanınan Genişlikte Olması Beklenemeyeceği - Anneanne Dede Büyükanne ve Büyükbabalarla Torun Arasındaki Kişisel İlişki Torunun Bunlarla "Aile Bağlarını" Güçlendirmek ve Geliştirmek Onların da Torun Sevgilerini Tatmaya Elverişli Olacak Yeterlilikte Olması Gerektiği )

 • DEDE VE BABAANNE İLE ÇOCUK ARASINDA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI ( Çocuğun Yaşı Dikkate Alındığında Yatılı Kişisel İlişki Kurulmasının Çocuğun Sağlığını Ahlaki ve Bedensel Gelişimini Tehlikeye Düşüreceğine Dair Bir Delil Bulunmadığı - Müşterek Çocuk İle Davacılar Arasında Ayın Belirli Haftasonlarında Yarıyıl Tatili ve Yaz Tatillerinde Yatılı Olacak Şekilde Kişisel İlişki Kurulmasına Karar Verileceği )

 

• KİŞİSEL İLİŞKİ TESİSİ ( Çocuğun Yaşı Dikkate Alındığında Davacı-Davalı Dede ve Babaanne İle Çocuk Arasında Yatılı Kişisel İlişki Kurulmasının Çocuğun Sağlığını Ahlaki ve Bedensel Gelişimini Tehlikeye Düşüreceğine Dair Bir Delil Bulunmadığı - Ayın Belirli Haftasonlarında Yarıyıl Tatili ve Yaz Tatillerinde Yatılı Olacak Şekilde Kişisel İlişki Kurulmasına Karar Verilebileceği )

 ÖZET : Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; anneanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır. Çocuğun yaşı dikkate alındığında, davacı-davalı dede ve babaanne ile çocuk arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine dair bir delil bulunmadığına göre, müşterek çocuk ile davacılar arasında ayın belirli haftasonlarında, yarıyıl tatili ve yaz tatillerinde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerekir. 

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2020/3888 E. VE 2020/4296 K

ÖZET : Dava, büyükanne ve büyükbabanın çocukla kişisel ilişki kurma istemine ilişkindir. Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir. Davacılar küçüğün büyük annesi ve büyük babası olup, torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Baba ve davacılar arasında anlaşmazlık bulunması, davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir.

 Annesini kaybetmiş çocukların bu eksikliğini gidermesi için büyükanne ve büyükbaba ile vakit geçirmesi ve sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere kurulacak kişisel ilişkinin çocukların yas sürecindeki ruhsal durumunu da destekleyeceğinin belirlenmesi, onların yararına olacaktır.

İlk derece mahkemesince kişisel ilişki süresinin düzenlenmesine karar verilmesinin doğru olduğu ancak davacılar ile küçük arasında dini bayramlarda ve her ayın 4. Pazar günü yatısız olarak kurulan kişisel ilişki süresinin az olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacılar ile torun arasında çocukların menfaati de göz önüne alınarak, yatılı olacak şekilde daha uygun süreli ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, kişisel ilişki kurulmasına karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekir.

 

Yargıtay 2. H.D, 06.07.2009- 10226- 13405

Anneleri 05.11.2006 günü ölmüştür. Velayet sağ kalan babadadır. Davacılardan Halide, çocukların anneannesi, diğer davacı Seçil ise teyzeleridir. Teyze ile yeğen arasındaki kişisel  ilişki küçüğün teyze ile "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, teyzenin de yeğen sevgisini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır.

Yargıtay 2. H.D, 10.09.2007  tarih, 14386- 11841

Davacıların davalı annenin velayetine bırakılan torunları ile kişisel ilişki kurulmasını istemeleri yasal haklarıdır. Kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceği, onun zararına olacağı yönünde dosyada bir kanıt da bulunmamaktadır. Bu konuda uzman görüşü de alınarak; uygun süreli kişisel ilişki düzenlemesi yapılabileceği hususu gözetilmeden eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile isteğin reddi usul ve yasaya aykırıdır.

Yargıtay 2. H.D,27.02.2008 Tarih, 17948- 200389

Davacılar, ölen kardeşlerinin çocukları ile uygun süre kişisel ilişki kurulmasını istemiştir. Aile mahkemesi uzmanları tarafından düzenlenen 06.03.2007 günü rapor ile çocukların davacı HALALARI ile kişisel ilişki kurulması gerektiği bildirilmiştir. Toplanan delillere ve aile mahkemesi uzmanlarının raporu kapsamına göre mahkemece yapılacak iş çocuklar ile davacılar arasında uygun bir süre ile kişisel ilişki kurmaktan ibarettir. 

 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi T. 27.02.2008, E. 17948, K. 2389 “Davacılar küçüklerin babannesi, büyükbabası ve amcasıdır. Çocuklarla bu şahıslar arasında ikinci derecede üstsoy ve yansoy kan hısımlığı mevcuttur. (TMK.md.17) Sosyal inceleme raporunda davacılarla çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasının çocukların menfaatlerine uygun olacağı ifade edilmiştir.

 

ÜÇÜNCÜ KİŞİLERLE KİŞİSEL İLİŞKİNİN ŞEKLİ

 

Bu konuyu emsal yargı kararları doğrultusunda 6 başlık altında toparlayabiliriz. 

1-      KİŞİSEL İLİŞKİ KADEMELİ OLMAMALIDIR.

Söz konusu kişisel ilişki yıllara ya da yaşlara göre değişiklik içermemelidir. Tıpkı velayet gibi kişisel ilişki de dava açıldığı dönem şartlarına göre değerlendirilmeli ve karar bun uygun tesis edilmelidir.

 

 2- KİŞİSEL İLİŞKİ SEÇİMLİK OLMAMALIDIR. 

Yargıtay 2. H.D 21.01.2002. 17270- 132

Kişisel ilişki yönünden Cumartesi veya Pazar şeklinde seçimlik olarak kurulan karar kesin değildir. Bu yön hukuk usulü mahkemeleri kanunun 388. Maddesine aykırı olup, hükmün bozulması gerekir. 

 

 3- ŞEKLİ ÇOCUĞA VE TARAFLARA BIRAKILMAMALIDIR.

Yargıtay 2. H.D 07.11.2005, 12744- 15187

Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesinde hakimin çocuğun görüşünü alması kişisel ilişkinin onun rızasına bırakılması anlamına gelmez.

 

 4- KARDEŞLER İÇİN AYNI ANDA OLMALIDIR

Bu husus da kardeşler için birlikte kişisel ilişki tesisi anlamına gelmektedir.

 Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesi kardeşlerin birbirlerini görmelerini engeller şekilde olmamalıdır.

Yargıtay 2. H.D 26.10.1992 10083-10252, Yargıtay 2. H.D 1.2.1999 13006 - 337 

Çocukların birbirlerini görmelerine engel olacak biçimde bir düzenleme onların ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyecek bir durumdur. Yargıtay 2. H.D 10.06.2002, 6917- 7827  Bu ilişki kurulurken çocukların da birbirlerini görebilecekleri şekilde bir düzenleme yapılması onların gelişmeleri bakımından zorunludur. Bu yön gözetilmeden velayet kendisine bırakılmayan ana ya da baba ile şahsi ilişki kurulması doğru değildir. Yargıtay 2. H.D 15.02.2007, 14086- 2029 Mahkemece, kardeşlerin birbirini görecek şekilde daha uygun kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

 

 5- BAŞKASI GÖZETİMİNDE OLMAMALIDIR.

 

Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesinde önce çocuğun güvenliği gelir. Çocuğun güvenliğini ihlal etmeyecek şekilde kişisel ilişkinin düzenlenmesi gerekir. Aksi yönde hiçbir olgu iddia edilip kanıtlanmadan üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesinin ana baba gözetiminde kurulması uygun değildir. Yargıtay 2. H.D 15.06.2010, 1005- 11852  Davacı büyükbaba ile torunu arasındaki kişisel ilişkinin çocuğun annesinin adresinde ve onun gözetiminde tesisi, bundan beklenen amaca aykırıdır. O nedenle annenin adresinde ve onun da hazır bulunması suretiyle kişisel ilişki tesisi isabetsizdir. 

Yargıtay 2. H.D 02.06.2010, 22181, 10804 Babaanne ile torun arasında düzenlenen kişisel ilişkinin anne gözetiminde ve davacının meskeninde yapılması doğru olmadığı gibi.......Yargıtay 2. H.D 21.02.2005, 370- 2498 Taraflar ayrı kentlerde oturmaktadırlar. Buna göre düzenlenen kişisel ilişki yeterli olmadığı gibi kişisel ilişkinin anne yanında kurulmasına karar verilmesi de uygun bulunmamıştır. Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin bir başka üçüncü kişinin huzurunda, gözetiminde ya da denetiminde yapılması doğru değildir.

  6- SÜRE YÖNÜNDEN MAKUL OLMALIDIR. KİŞİSEL İLİŞKİ SÜRESİ KISA OLMAMALIDIR.

 İşbu sürenin tarafların gerçek anlamda ilişki kurmasına engel oluşturacak şekilde verilmemesi gerekir.

Yine yargıtay kararlarında da açıkça hüküm altına alındığı gibi"Torun ile yaz tatilinde de kişisel ilişki tesisi gerekir. " Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 18.10.2010, 5062- 16934

"Davacı, çocukların büyükbabasıdır. Çocuklarla büyükbabaları arasında kişisel ilişkinin amacı, davacının torun sevgisini tatmin, çocukların da büyükbaba ve büyükanne sevgisini tatmaları ve manevi varlıklarını geliştirmelerini sağlamaktadır. Tesis edilen senede on gün süre ile kişisel ilişki bu amacı gerçekleştirmeye yeterli görülmemiş, dini bayramların ikici günleri de kişisel ilişki tesisine uygun olacağı kabul edilmiştir."

 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 12.11.2014, 2014- 14356  Esas, 2014- 22516 Karar

"Küçüklerin babası 04.01.2013 tarihinde ölmüştür.  Çocukla hısımları arasındaki kişisel ilişkinin amacı, akrabalık bağlarını korumak ve geliştirmenin yanında, davacıların torun sevgisini tatmasını gerekmektedir. Davacılar ile torunlar arasında kurulan kişisel ilişki süreleri, kişisel ilişkiden beklenen amaca uygun düzenlenmemiştir. Torunlar ile davacılar arasında yaz tatilinde de kişisel ilişki tesisi gerekirken, düzenleme kısa süreli tutulmuştur. "

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...