Ana içeriğe atla

TEFHİM NEDİR?


TEFHİM NEDİR?


Tefhim, mahkeme tarafından verilmiş olan kararın, duruşmada hazır bulunan tarafa ya da taraflara hakim tarafından sözle bildirilmesine denir. Kısaca " yüze okuma" anlamına gelmektedir. 

Tebliğ ise, Mahkeme tarafından verilen kararın posta yoluyla ( ya da elden) tebliğ edilmesi anlamına gelir. 


Hukuki olarak her ikisi de aynı şekilde sonuç doğurduğundan, aynı anlamına gelmektedir. Yalnızca usuller birbirinden farklıdır. 

Tebliğ ya da tefhimin aynı anlama gelmesi nedeniyle, uygulamada  İstinaf/ İtiraz/ Temyiz sürelerinde büyük sıkıntılar meydana gelmektedir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda İSTİNAF/ İTİRAZ/ TEMYİZ gibi hukuki işlemler belli sürelere bağlanmıştır. Görevli Mahkeme ve Kararın niteliğine göre işbu süreler değişiklik gösterdiği gibi usuller de değişiklik göstermektedir. 

T.C.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ 

ESAS NO : 2017/23

KARAR NO : 2017/5076

K. TARİHİ :


ÖZET :

HGK'nun 24.06.2006 tarih ve 2006/21 - 198 E. - 2006/249 K. Sayılı ilamında; ''Mahkeme kararına karşı yapılan davacı temyizi kısa kararın tefhiminden itibaren süresi içinde yapılmamış ise de, kısa kararın , HUMK' nun 388. Maddesinde belirtilen hususların hepsini kapsamadığı görülmektedir. Bu nedenle mahkemece tesis edilen temyiz dilekçesinin reddine dair kararın kaldırılması gerekmiştir.'' şeklinde karar verildiği görülmektedir. 


Somut olayda, borçlu vekiline gerekçeli karar 08.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Temyiz konusu yaptığı lehine davalı sayısı kadar vekalet ücretine hükmedildiğini gerekçeli kararın tebliğ ile öğrendiğinden, borçlu vekilinin vekalet ücretine yönelik 14.04.2016 tarihli temyizinin süresinde olduğu anlaşılmakla, Dairemizin 17.10.2016 tarih ve 2016/16599 E. ,2016/21694 K. Sayılı temyiz dilekçesinin süre aşımı bakımından reddine ilişkin kararın oybirliğiyle kaldırılmasına karar verildikten sonra , borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi.


İNCELENEN KARARIN 

MAHKEMESİ : Gaziantep 2. İcra Hukuk Mahkemesi 

TARİHİ: 25/03/2016 NUMARASI: 2015/855- 2016/251 


Borçlunun vekalet ücretine yönelik temyiz istemi , Dairemizce tefhim tarihi nazara alınarak süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.


HGK'nun 24.06.2006 tarih ve 2006/21-198 E.  - 2006/249 K. Sayılı ilamında ; " Mahkeme kararına karşı yapılan davacı temyizin kısa kararın tefhiminden itibaren süresi içinde yapılmamaış ise de, kısa kararın, HUMK'nun 388. Maddesinde belirtilen hususların hepsini kapsamadığı görülmektedir. Bu nedenle mahkemece tesis edilen temyiz dilekçesinin reddine dair kararın kaldırılması gerekmiştir." şeklinde karar verildiği görülmektedir.


Somut olayda, borçlu vekiline gerekçeli karar 08.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Temyiz konusu yaptığı lehine davalı sayısı kadar vekalet ücretine hükmedildiğini gerekçeli kararın tebliği ile öğrendiğinden, borçlu vekilinin vekalet ücretine yönelik 14.04.2016 tarihli temyizinin süresinde olduğu anlaşılmakla , Dairemizin 17.10.2016 tarih ve 2016/16599 E. , 2016/21694 K. Sayılı temyiz dilekçesinin süre aşımı bakımından reddine ilişkin kararın oybirliğiyle kaldırılmasına karar verildikten sonra, borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR NELERDİR? Mahkeme ilamlarında yer alan kararların uygulanabilir hale getirilebilmesi için kararların icra edilmesi gerekmektedir. Bu husus; hem alacak hem de eda hükümleri için geçerlidir.  Asıl olan mahkeme ilamı ile birlikte kararların uygulanabilir hale gelmesidir. Mahkeme ilamı ile birlikte ilamda bahsi geçen hükümlerin icrası talep edilebilir.  Ancak bu asıl kuralın da istisnaları mevcut olup, icraya konulmadan evvel kararların icrasının yapılıp yapılamayacağı hususu değerlendirilmelidir.  Mahkeme ilamları; eğer henüz kesinleşmedi ise ilamda bahsi geçen hükmün ne olduğuna bakmak gerekir.  Kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlar ( istisnalar):  HMK 'da bu kararlar aşağıdaki gibi sayılmıştır.  Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. Kişiler hukuku deyiminden; kişisel haklar ve bu haklara bağlı diğer ...