Ana içeriğe atla

HAKSIZ İCRA TAKİBİ, MANEVİ TAZMİNAT GEREKTİRİR Mİ?



YARGITAY 11. Hukuk Dairesi

Esas No: 2018/1629

Karar No: 2019/3482

Karar Tarihi: 07.05.2019

ÖZET:

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince Bozmaya uyularak verilen 29/11/2017 tarih ve 2014/81-2017/975 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin müddeabihi temlik alanlar … ve… ile davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı temsilcisi, asıl davada davacı şirketle davalı banka arasında kredi sözleşmeleri düzenlendiğini, bu amaçla şirket malları üzerinde ipotek tesis edildiğini, davalı bankanın şirketin ipotekli mallarına ve şirkete başvurmaksızın sözleşmenin kefili durumundaki … ile kefil olmayan şirketin eski yönetim kurulu üyesi… hakkında icra takibi başlattığını ve emekli maaşlarına haciz koyduğunu, adı geçenlerin ev ve eşyaları ile otomobilleri üzerine de haciz uyguladığını, bankanın ihracat kredisi kullandırmamasına karşın ihracat kredisi kullandırmış gibi işlem yaptığını, tahsil için verilmiş senetleri takibe koymadığını ve davacı şirketten fazladan tahsilat yaptığını ileri sürerek, fazladan yapılan tahsilata ilişkin olarak şimdilik 10.000 TL’nin davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

… ve…, davacı şirketin ortaklarından olduklarını, davalı banka tarafından kendileri hakkında icra takibi başlatılarak emekli maaşlarına haciz uygulandığını ileri sürerek, asli müdahale talebinde bulunmuşlar, yargılama sırasında davacı şirket tarafından, müddeabih adı geçen kişilere temlik edilmiş, ardından…, davacı şirketten temlik aldığı müddeabihi temlik alan diğer şirket ortağı …’e temlik etmiş, … tarafından verilen ıslah dilekçesi ile… tarafından talep edilen alacağın 177.199 TL ye yükseltildiği bildirilmiştir.

Davacı… birleşen davada, davalı bankanın kendisi hakkında icra takipleri gerçekleştirdiğini, kredi sözleşmelerinde imzası olmamasına rağmen hakkında yapılan takipler kapsamında evinde haciz işlemi uygulandığını ve emekli maaşının haczedildiğini ileri sürerek, 50.000 TL manevi tazminatın davalı Banka’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket yetkilisi tarafından yapılan temlikin geçersiz olması dava şirket tarafından davaya devam edilmemesi nedeniyle davacı şirket yönünden asıl davanın reddine, müdahil… tarafından yapılan en son ödemenin 08/05/2006 tarihinde gerçekleştiği, davaya müdahale edildiği ve ıslah dilekçesinin verildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile asıl davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı …’in sahteliği ispat edilen kredi sözleşmelerindeki imzalarından dolayı bankaya karşı sorumlu olmamakla birlikte, kredi sözleşmesinin teminatı olan ipotek resmi senedindeki 250.000 USD’lik kefaleti nedeniyle bankaya karşı müşterek borçlu ve müteselsil sıfatıyla sorumlu olduğu, bu nedenle banka tarafından alacağın tahsili için hakkında icra takibi yapılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı kararı verilmiştir.

Ancak icra iflas kanunu hükümleri gereğince borçlunun emekli maaşı haczedilemeyeceği halde davacı…’in SSK emekli maaşının banka tarafından İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2004/15495 esas sayılı dosya alacağı için 31/10/2004 tarihinde haczedildiği, haczedilen maaş tutarı 16/01/2006 tarihinde iade edilmiş olsa da yaklaşık 1 yıl süre ile…’in emekli maaşını alamadığı yapılan usulsüz işlem nedeniyle davacının manevi olarak zarar gördüğü gerekçesi ile birleşen dosyadaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları da göz önüne alınarak takdiren 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, müddeabihi temlik alanlar … ve… ile davalı vekili temyiz etmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temlik alanların tüm davalı Banka’nın aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Birleşen dosya davacısı… tarafından her ne kadar emekli maaşına haciz konulması nedeniyle manevi tazminat talep edilmekte ise de, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’nün 2004/15495 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalının, davacı hakkında başlattığı ilamsız takip öncesinde almış olduğu ihtiyati haciz kararını dosyaya ibraz ederek 08/07/2004 tarihinde, borçluların bankalar nezdindeki doğmuş ve doğacak mevduat hak ve alacaklarının haczi için İİK’nun 89/1 maddesi gereğince 1. haciz ihbarnamesi gönderilmesini talep etmiştir.

1.haciz ihbarnamesine istinaden T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Yeşilköy Şubesince gönderilen 16/07/2004 tarih 785-319 sayılı cevabi yazıda ise, davacının banka nezdinde SSK maaş hesabının bulunduğu, 5838796 numaralı hesaba bloke konulduğunun bildirildiği, daha sonra bu hesaptaki hak ve alacaklar üzerindeki haczin kaldırılması talebi üzerine 09/05/2006 tarihinde ilgili Banka şubesine müzekkere gönderildiği görülmüştür.

Davacının haciz işlemi sonrasında icra müdürlüğünce yapılan işlemin usulsüz olduğu iddiası ile İcra Hukuk Mahkemesi’ne şikayette bulunarak haczi kaldırma hakkı bulunmakta olup, Dairemizin yerleşmiş kararları gereğince de sadece maaşın üzerinde bir süre haciz bulunması bir başına manevi tazminatı gerektirmemektedir. Bu nedenle manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı gözetilerek davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı ve eksik değerlendirme ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle birleşen dosya davalısı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan sebeplerle temlik alanların tüm, birleşen dosya davalısının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, birleşen dosya davalısının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden temlik alanlar … ve…’den ayrı ayrı alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davalı iadesine, 07/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...