Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YILLARA GÖRE AGİ TABLOSU

 

İsim değişikliği ile cinsiyet değişikliği davaları birlikte açılabilir mi ?

               İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi  2019/507 Esas, 2019/334 Karar  Tüm dosya kapsamına göre; dava basit yargılama tabi davalardan olmasını nedeniyle tensiben duruşma günü verilmiş ve taraflara tebliğ edilmiştir. .........................tarihli celsede ön inceleme duruşması yapılmış ve taraflarca HMK 140/5.maddesi gereği delillerini bildirmesi için süre verilmiştir. Mahkememizin 2019/28 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının iş bu davanın davacısı, konusunun cinsiyet değişikliğine izin istemine ilişkin, kararın 19/08/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği cevabi yazısından davacının cinsiyet değişikliğine ilişkin ameliyat olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı adının değiştirilmesi konusunda cinsiyet değişikliğini asıl sebep olarak göstermiştir ve bunu haklı neden olarak ileri sürmüştür. Davacı .................. tarihli celsede davasını ıslah etmişt...

KİRA ARTIŞI NASIL BELİRLENİR?

  KİRA ARTIŞI NASIL BELİRLENİR? Bilindiği üzere kira sözleşmeleri yazılı ya da sözlü olarak yapılabilir. Kira sözleşmelerinde yeni kira bedeli için artış oranı taraflarca serbest olarak belirlenebilir. Ancak kira artış oranını belirlenirken Türk Borçlar Kanunu hükümlerine riayet etmek gerekmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 344. Maddesine göre kira bedelinin nasıl belirleneceği açıkça belirtilmiştir. Madde hükmüne göre, tarafların yaptığı anlaşmalar bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki 12 aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. MADDE 344 - Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır.   Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının tüketici fiyat en...
  PRİMLİ ÇALIŞMALARDA FAZLA MESAİ HESAPLAMASI NASIL YAPILIR? Primli çalışmalarda fazla mesai hesabının yapılabilmesi için. Öncelikle primli çalışmanın unsurları ve türleri üzerinde inceleme yapmak gerekmektedir. PRİMLİ ÇALIŞMA; Temel ücrete ek prim şeklinde olabileceği gibi tümüyle prim karşılığı çalışma olarak da yapılabilmektedir. Esas ücrete ek prim uygulaması,  Yargıtay tarafından  “ Garanti ücrete ilaveten ödenen prim ücreti” şeklinde ifade edilmektedir. Burada işçinin aylık ücreti belirlidir. Bu ücrete ek olarak satış sayısı- sefer sayısı- başarı sayısı gibi kıstaslar ile işçinin maaşına ilaveten prim ödemesi yapılmaktadır.  Yalnızca prim ücreti ile çalışma yapılması da söz konusudur.  Burada işçinin aylık ücreti yaptığı iş / edim karşılığında belirlenmektedir.   4857 sayılı iş kanununun 41 inci maddesinin ikinci fıkrasında " Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının.%50 yükselti...

İCRA TAKİBİNDEN SONRA BORÇLU TARAFINDAN YAPILAN HARİCEN ÖDEME

İCRA TAKİBİNDEN SONRA BORÇLU TARAFINDAN YAPILAN   HARİCEN ÖDEME NETİCESİNDE TAKİBİN İCRA VEKÂLET ÜCRETİ VE İCRA MASRAFLARI YÖNÜNDEN DURUMU İcra İflas Kanununa göre,   İcra takibi yapıldıktan sonra, borçlu ya borcunun olmadığını öne sürerek icra takibine süresi içerisinde (5 Gün/ 7 Gün) icra takibine itiraz ederek takibin durmasını sağlar ya da takibe konu borcu ferileri ile beraber (asıl alacak, faiz, icra masrafı, icra vekalet ücreti) süresi içerisinde (7 gün/ 10 gün /30 gün) icra dairesine ya da alacaklı vekiline öder.  Ancak kanunun belirttiği bu 2 yol dışında, borçlu hem ödeme yapıp hem de icra takibine itiraz etmektedir. Bu durumda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda kanunda açık hüküm mevcut olmadığı gibi yargı içtihatları da birbirinden farklılık göstermektedir.  2022 Tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile bu durum çözüme kavuşturulmuşsa da karar içerisinde de görüldüğü üzere aksi görüşler de mevcuttur.  Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun...

TAHLİYE TAAHHÜDÜ

  TAHLİYE TAAHHÜDÜ 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda kiracıların tahliyesinin istenebileceği sebepler sayılmış olup, bunlardan bir tanesi de kiracının vermiş olduğu yazılı tahliye taahhüdü nedeniyle tahliye edilmesidir. Türk Borçlar Kanunu m. 352/1 düzenlemesine göre; “ Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstendiği halde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.” Yukarıdaki düzenleme gereğince tahliye hakkının kullanılabilmesi için tahliye taahhüdünün bir takım şartlar taşıması gerekir: ·          Tahliye taahhüdü yazılı olarak yapılmalıdır. Tahliye taahhüdü için aranan yazılı olma şartı, adi yazılı şekil olup taahhüdün resmi şekilde yapılması gerekmemektedir. ·          Tahliye taahhüdü, kiracı ya da yetki...

MAL REJİMİ SÖZLEŞMELERİ

  EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMİ TÜRLERİ İLE MAL REJİMİ SÖZLEŞMELERİ   Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu “Evlenme – Boşanma Hukuku ” nu düzenlediği gibi, eşler arasındaki Mal Rejimlerini de düzenlemektedir. Medeni Kanunu’na göre, eşler aralarındaki mal rejimini serbestçe seçebilir ve değiştirebilir. Ancak bu serbesti, tarafların tümüyle özgür iradelere sahip olduğu anlamına gelmemektedir. Mal rejimi sözleşmelerinin sınırları ve koşulları kanunda emredici şekilde düzenlenmiş olduğundan, kanun hükmüne riayet etmek zaruridir. Mevzuatımızda 4 çeşit mal rejimi bulunmaktadır. Bunlar; ·          Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ·          Mal Ayrılığı Rejimi ·          Mal Ortaklığı Rejimi ·          Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi Taraflar evlilik akdi ile, bu 4 rejimden birini seçebilir. Eğer taraflar kendi ...

GERİYE DÖNÜK OLARAK KİRA BEDELİ TALEBİ

  Son zamanlarda kirayaverenlerin eskiye dönük olarak TEFE- TÜFE'ye dönük kira bedellerini talep ettiklerini sıkça görmekteyiz. Bu hususa ilişkin yeni tarihli bir yargıtay kararı mevcut değilse de eski tarihli yargıtay kararları ile bu durumu değerlendirmek gerekmektedir. “…Alacaklı, sözleşmedeki artış oranına göre aylık kiranın 297.000.000.-TL olması gerektiğini belirterek, eksik ödenen kira farklarını talep etmektedir. Borçlular ise Eylül 2002 tarihinden itibaren on ay süreyle aylık kirayı 185.000.000.- TL olarak konutta ödemeli posta havalesi ile göndermiş ve bu kira parası alacaklı tarafından hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürülmeksizin kabul edilmiştir. Uzun süre aylık 185.000.000.-TL olarak ödenen kira parasını itirazsız kabul eden alacaklı ile borçlular arasında aylık kiranın 185.000.000.-TL olduğu konusunda zımni bir anlaşma meydana gelmiştir. Talep edilen aylar kirası ait oldukları ay içinde belirtilen miktar üzerinden ödenmiş olduğundan talebin reddine karar verilmesi gereki...