Ana içeriğe atla

KEFİLİN SORUMLULUĞU

                                                                                                        TÜRK MİLLETİ ADINA
                                                                                                          GEREKÇELİ KARAR
                     T.C.
               ANKARA
11. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO          : 2015/195
KARAR NO     : 2015/440
15. İCRA MÜD. : 2014/2928

DAVACI : Y...............................................
VEKİLİ          : Av. Mükerrem Sedef KILIÇ-  Tunus Caddesi 87/10  Kavaklıdere/ ANKARA
DAVALI       : A.......................... SANAYİ VE TİC. A.Ş. -  
VEKİLİ       : Av. ......................... ANKARA
DAVA      : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)
DAVA TARİHİ : 04/03/2014
KARAR TARİHİ : 07/04/2015
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2015

Davacı vekili tarafından Mahkememize açılan şikayet   davasının yapılan açık yargılaması sonunda;  
G.D./
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere,borçlu müvekkili aleyhine yapılan takipte müvekkiline icra emrinin gönderildiğini kefalete ilişkin damga vergisinin yatırılmasının gerekip yatırılmamış ise geçersiz olduğunu kefalette miktarın belli olmadığını ayrıca ödemeler bulunduğu halde ödenen 25.000,00 TL nin hesaba katılmadığını kefaletten önce borcun kesinleşmediğinden kefaletin geçersiz olduğunu icra emrinin iptalini dava ve şikayet etmiştir. 
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu şekilde davanın reddini talep etmiştir. 
Mahkememizden verilen şikayetin reddine dair karar Yargıtay 12.HD. nin 22.12.2014 tarih ve 25766-31114 sayılı kararla "... Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, icra kefili olan Y,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, icra mahkemesine başvurarak, icra kefalet işleminin ve tanzim edilen icra emrinin geçersiz olduğunu ileri sürerek icra emrinin iptalini talep etmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir. 

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinin birinci fıkrasında; "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır"  hükmüne yer verilmiştir.

İİK.'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir.
Somut olayda 03.02.2014 tarihli icra kefalet tutanağında; sorumlu olunan azami miktarın ve kefalet tarihinin kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı görülmekte olup; bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 

Hal böyle olunca, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi  gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuş,mahkememiz bozmaya uyulmasına karar vermiştir.

İcra takip dosyasının incelenmesinde;davalı tarafça borçlu aleyhine takip yapıldığı davacının kefil olup kendisine icra emrinin tebliğ edildiği kefalet işlemi şikayet edilmiş olup 03.02.2014 tarihli kefalet tutanağında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun nun  583.maddesine aykırı olarak kefalette kefalet isteğinin sorumlu olacağı miktarın ve kefalet tarihinin kefilin el yazısı ile yazılmadığından kefaletin geçerli olmadığı icra emrinin iptali gerektiği kanaatine varılmakla;

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı gibi;
1-Şikayetin kabulüne,
2-Ankara 15.icra mahkemesinin 2014/2928 esas sayılı dosyasından davacıya kefaletinden dolayı çıkarılan icra emrinin iptaline,
3-Karardan bir suretin takip dosyasına konulmasına,  
4-Karar harcı ve sair harcın öncelikle davacıdan alınmasına 
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 
6-Davacının yaptığı ( başvurma harcı, peşin-karar harcı,dosya parası, bilirkişi ücreti,vekâletname harcı, temyiz harcı ve davetiye posta gideri)  yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,    
8-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.  
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı; İİK 363 maddesi gereğince kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde TEMYİZİ KABİL olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07.04.2015

Karar taraflarca temyiz edilmediğinden, kesinleşmiştir. 
                                                                                                                         Saygılarımızla 
                                                                                                               Av. Mükerrem Sedef KILIÇ 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...