Ana içeriğe atla

Sözleşme süresinin uzaması halinde DAMGA VERGİSİ tahsili


                    Bilindiği üzere, sözleşmeler imza edilirken sözleşme bedeli oranında hesaplanacak bir Damga Vergisi Tahakkuku yapılır. Ancak bu damga vergisi; sözleşmeye konu bedel için ödendiğinden, sözleşmenin süresinin Damga Vergisi Tahakkuku için bir önemi bulunmamaktadır. 
Ancak, yeni bir sözleşme akdedilmeden, sözleşmenin süresinin uzatılması halinde devam eden sözleşme için yeni bir damga vergisi tahakkuku yapılıp yapılmayacağı hususu ortaya çıkmaktadır. 

Bu  hususa ilişkin da Danıştay 9. Dairesi'nin 2017 tarihli bir kararı ile bu durum açıklığa kavuşturulmuştur. 

Danıştay 9. Dairesi
Tarih    : 06.12.2017
Esas No   : 2015/9652
Karar No  : 2017/8904

Yeni bir sözleşme imzalanmadan ya da eski sözleşme üzerine herhangi bir şerh konulmadan veya sözleşmede yer alan bir hüküm dolayısıyla süresi kendiliğinden uzayan sözleşme için yeniden damga vergisi alınamayacağı, damga vergisi alınabilmesi için sözleşmenin süresinin uzamasına ilişkin mektup veya şerh bulunması gerektiği hk.
İstemin Özeti: Davacı adına, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda çeşitli alanlarda faaliyet gösteren diğer firmalarla imzaladığı alan tahsis sözleşmelerine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen damga vergisi beyannamesine dayanılarak 2014/Nisan dönemi için tahakkuk ettirilen damga vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.
Karar: Davacı adına, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda çeşitli alanlarda faaliyet gösteren diğer firmalarla imzaladığı alan tahsis sözleşmelerine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen damga vergisi beyannamesine dayanılarak 2014/Nisan dönemi için tahakkuk ettirilen damga vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde, bu Kanun’a ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, Kanun’daki kağıt teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği, 2. maddesinde, vergiye tabi kağıtların mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerinde damga vergisine tabi olduğu, 14. maddesinin 3. fıkrasında ise, mukavelenamelerin müddetinin uzatılması halinde aynı miktar veya nispette vergi alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle İlgili Kağıtlar” başlıklı bölümünde, mukavelenamelerin de damga vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; havalimanı terminal işletmeciliği faaliyeti ile iştigal eden davacı şirketin, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda çeşitli alanlarda faaliyet gösteren diğer firmalarla imzaladığı bir yıl süreli alan tahsis sözleşmelerinin her birinin “Tahsisin Konusu ve Kapsamı” başlıklı 2. maddesinin “Tahsis Süresi” alt başlıklı 2.2. bendine konulan “yeni dönem için yenilememe ihbarında bulunulmadığı takdirde tahsis süresi, tahsis bedeli hariç olmak üzere aynı hüküm ve koşullarla 1 (bir) yıl daha uzayacaktır” şeklindeki madde gereği, yenilememe ihbarı bulunulmaması durumunda müteakip yılda söz konusu sözleşmelerin süresinin kendiliğinden uzaması nedeniyle davacı şirket tarafından söz konusu alan tahsis sözleşmelerine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen damga vergisi beyannamesine dayanılarak tahakkuk ettirilen damga vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davada vergi mahkemesince; sözleşmelerin taraflarınca sözleşme sürelerinin bitiminden 30 gün önce ihbarda bulunmamak suretiyle müteakip yıl için yeni bir sözleşmenin kurulmuş olacağı ve hükümlerinden yararlanılmaya devam olunan yeni sözleşmeler için yapılan damga vergisi tahakkukunda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın esasını, yeni bir sözleşme imzalanmadan ya da eski sözleşme üzerine herhangi bir şerh konulmadan kendiliğinden veya sözleşmedeki bir hüküm dolayısıyla sözleşmenin süresinin uzaması durumunda süresi uzayan sözleşme için yeniden damga vergisinin doğup doğmayacağı hususu oluşturmaktadır.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, damga vergisinin doğması için öncelikle Kanun’da belirlenmiş bir kağıt veya elektronik ortamda düzenlenmiş bir belge ya da veri olması, bu kağıt, belge ya da verinin imzalanmış olması ya da imza yerine geçecek bir işaret konmuş olması gerekmekte olup, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesi durumunda ise sadece bu kağıtların yenilenmesine ilişkin mektup ve şerhlerin damga vergisine tabi olduğu düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
Damga Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde şerhlerden bahsedilmekle birlikte mektup ve şerhin yasal tanımı yapılmamıştır. Şerh; bir anlatım veya yorumlama, bir şeyi açıklamak amacıyla bir kağıda yazılmış olan ifade olarak tanımlanabilir. Şerh yazılı olan bir kağıdın, herhangi bir yerine, boşluğuna konulabilir. Önceden düzenlenmiş bulunan kağıdın altına veya arkasına bir boşluğa, bu kağıdın hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin şerh konulması halinde bu kağıt damga vergisine tabi olur.
Olayda, davacı şirketin imzalamış olduğu alan tahsis sözleşmelerinde yer alan “yeni dönem için yenilememe ihbarında bulunulmadığı takdirde tahsis süresi, tahsis bedeli hariç olmak üzere aynı hüküm ve koşullarla 1 (bir) yıl daha uzayacaktır” şeklindeki maddenin, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar karşısında damga vergisine konu kağıdın hükümlerinin yenilenmesine ilişkin kağıda konulmuş bir şerh olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle, sözleşmede bulunan bu hüküm gereğince süresi kendiliğinden uzayan sözleşmenin 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun aradığı anlamda damga vergisine tabi bir sözleşme olarak kabul edilemeyeceği, aksi düşüncenin, verginin kanuniliği ilkesine aykırı olarak Kanun’da yazılı olmayan bir durumun yorum yoluyla genişletilerek vergi alınmasına yol açacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davacı şirketin imzalamış olduğu içerdiği bir madde uyarınca süresi kendiliğinden uzayan alan tahsis sözleşmeleri için yapılan dava konusu damga vergisi tahakkukunda hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından aksi gerekçe ile davanın reddine karar veren vergi mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.


Saygılarımızla 
Metis Hukuk Bürosu 


*Söz konusu sitede yer alan yazılar ve yargı içtihatları ile herhangi bir hukuki hizmet verilmemektedir. İşbu paylaşımlar bilgi aktarımı olup, yazı içeriklerinden tarafımın sorumlu tutulamayacağını bildiririm. Hukuki danışmanlık Avukatlık Kanunu gereği ücrete tabi olup, olaya ilişkin hukuki danışmanlık hizmeti talep edilmesi halinde sedefmetishukuk@gmail.com ya da www.metishukuk.com.tr adresinden iletişimde bulunulabilir. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...