Ana içeriğe atla

AYIPLI ARAÇ- BEDEL İADESİ - TÜKETİCİ

                                    
              
            





                    T.C. 
             ANKARA
   2. TÜKETİCİ  MAHKEMESİ                                                                                                                                    
                                                                             TÜRK MİLLETİ ADINA
                                                                              GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO                    : 2012/2450
KARAR NO               : 2013/3831

DAVACI    : E.............................................................
VEKİLİ      : Av. ............................................Çankaya/ ANKARA
DAVALI    : D.................................................................A.Ş -  
                                                                                   ANKARA
VEKİLİ      : Av. ..............................................  
DAVA        : Ayıplı Ürün
DAVA TARİHİ   : 29/11/2012
KARAR TARİHİ : 17/12/2013
KARAR YAZIM TARİHİ      : 26/12/2013
Mahkememizde görülmekte bulunan Ayıplı Ürün davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:

                         Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin aracının servis ışığı yanması nedeniyle servise götürdüğünü, servisin yazılım güncellemesini yaptığını, daha sonra aracın start-stop sisteminin çalışmadığı gerekçesi ile servise götürüldüğünü, arızanın giderildiğini, yeniden aracın fren sistemi arıza ikaz lambası yanması üzerine serviste basınç sensörü ve volüm borusunun değiştirildiğini, aracın trafiğin yoğun olduğun yerlerde aracın stop ettiğini, ikaz lambalarının yandığını, direksiyonun dönmediğini, aracın çalıştırılamadığını servise çekici marifetiyle götürüldüğünü, onarımın yapıldıktan sonra araçta dönüşlerde ve kalkışlarda titreme ve eksozda patırtı sesleri gelmesi üzerine serviste sorunun kavrama sisteminden kaynaklandığı  ve değişmesi gerektiğinin söylendiğini, ancak parçanın gelmesinin uzun süreceği aracın bu şekilde de kullanılmaya devam edebileceği gerekçeyi ile aracın teslim edildiğini, davalıya mevcut arızalardan dolayı ihtarname gönderildiğini, araçta Ankara 2.Tüketici Mahkemesi 'nde  delil tespiti yaptırıldığını, tespit ile aracın üretimden kaynaklı olarak gizli ayıp olduğu, araçtaki ayıbın giderilemediğinin belirlendiğini, aracın arızalarından dolayı 01.10.2012 tarihinden itibaren serviste bulunduğunu, müvekkili tarafından 1.674,18-TL verilerek aracın garanti süresinin 2 yıl daha uzatıldığını, müvekkilinin aracın onarımda bulunduğu sürece yol gideri ödemek zorunda kaldığını belirterek davalıdan ayrıca 2.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunduklarını, araçtaki ayıp nedeniyle müvekkilinin sarfına mecbur kalınan bedellerden şimdilik 2.000,00-TL ödeme tarihinden itibaren işleyeçek avans faizleri ile birlikte tahsiline, ihtarname gideri le tespit dosyasına yapılan yargılama giderlerinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
                     Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçta ayıp bulunmadığını, bedel iadesi koşullarının oluşmadığını, aracın sorunsuz hizmet vermeyi sürdürecek teknik yapıya sahip olduğunu, servis kayıtlarına göre aracın 9 kez servise gittiğini, araçtaki sistemlerin elektronik olarak yönetildiğini, çözülemeyen, giderilemeyen veya tekrarlanan bir arızanın bulunmadığını, araçta imalattan kaynaklanan problem ve ayıbın bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, ayıplı aracın bedel iadesi talebine ilişkindir.
Dava konusu aracın davacı tarafça 29/12/2010 tarihinde 64.444,32-TL bedel ile davalı satıcı firmadan alındığı hususu taraflar arasında çekişmesizdir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu aracın üretimden kaynaklı ayıplı olup olmadığı ayıplı ise bedel iadesi ve diğer taleplerin kabulünün mümkün olup, olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların tüm deliller toplanmış, araç üzerinde konusunda uzman bilirkişiler marifeti ile keşif icra edilmiştir.
Bilirkişiler 31.05.2013 tarihli raporunda,  yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, araçtaki arızaların imalattan kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğu ve sözleşmenin iptali ile bedel iadesi talebinin yasal temelinin bulunduğu, aracın 29.12.2010 tarihinde 64.444,32-TL'ye satın alındığı, araç arıza sigorta poliçesi kapsamında davacı/tüketicinin menfaat temin etmesi nedeni ile 1.674,18-TL bedel talebinin maddi ve hukuki temele sahip olmadığı  bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller itibariyle; kabul edilen maddi olgulara ve kanıtlara dayanan, bilimsel ve objektif olan, denetime elverişli bulunan bilirkişi raporları hükme esas alınmış; bu bağlamda, dava konusu aracın her servis işleminden sonra ortalama her 2 ay veya 2045 km'den sonra başka bir arıza şikayeti ile 9 kez serviste işlem gördüğü, en son olarak aracın servise 01.10.2012 tarihinde girdiği, keşif tarihi itibariyle aracın serviste olduğu, sonuç itibariyle araçta imalattan kaynaklı gizli ayıp bulunduğu, arızanın sürüş veya yol şartlarından kaynaklanmadığı gibi kullanım hatasından da kaynaklanmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla davacının buna yönelik iddialarının sabit olduğu, 4077 Sayılı TKHK'nun 4/2.maddesi uyarınca davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesini talep edebileceği anlaşılarak bedel iadesine ilişkin talebi kabul edilmiştir.
Ancak, davacının aracın bedeli dışında, garanti süresini uzatmak maksadıyla yapılan sigorta masrafları ile aracın tamiri döneminde yaptığı yol giderlerinin, doğrudan aracın ayıbından kaynaklanmaması, sigorta işleminin davacının da menfaatine olması nazara alınarak buna yönelik istemin yasal dayanağı olmamasından dolayı reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M //Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Dava konusu aracın fatura bedeli olan 64.444,32-TL'nin aracın en son olarak servise teslim edildiği 01.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE 
4-Dava konusu araç yetkili serviste bulunduğundan iade konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Alınması gereken 21,15 TL başvurma harcı + 4.402,19 TL nispi harç olmak üzere toplam 4.423,34 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi-keşif-posta gideri 773,30-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı da dikkate alınarak 750,02-TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince takdiren ....................TL  vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT'nin 12/2.maddesi gereğince takdiren ................TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz edilmesi halinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2013



                                                                                                                    Saygılarımızla 
                                                                                                             Metis Hukuk Bürosu 

           
                                        






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR NELERDİR? Mahkeme ilamlarında yer alan kararların uygulanabilir hale getirilebilmesi için kararların icra edilmesi gerekmektedir. Bu husus; hem alacak hem de eda hükümleri için geçerlidir.  Asıl olan mahkeme ilamı ile birlikte kararların uygulanabilir hale gelmesidir. Mahkeme ilamı ile birlikte ilamda bahsi geçen hükümlerin icrası talep edilebilir.  Ancak bu asıl kuralın da istisnaları mevcut olup, icraya konulmadan evvel kararların icrasının yapılıp yapılamayacağı hususu değerlendirilmelidir.  Mahkeme ilamları; eğer henüz kesinleşmedi ise ilamda bahsi geçen hükmün ne olduğuna bakmak gerekir.  Kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlar ( istisnalar):  HMK 'da bu kararlar aşağıdaki gibi sayılmıştır.  Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. Kişiler hukuku deyiminden; kişisel haklar ve bu haklara bağlı diğer ...