Ana içeriğe atla

İŞ DAVASI- ALACAK- YEREL MAHKEME KARARI


                                                                                                           TÜRK MİLLETİ ADINA

                T.C.
          ANKARA
43. İŞ MAHKEMESİ
      GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/377 
KARAR NO : 2016/493

DAVACI : Ş...........................
VEKİLİ : Av. Mükerrem Sedef KILIÇ  - Ankara Barosu Avukatlarından

DAVALI : 1- ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
VEKİLİ : Av. ......................Ankara Barosu Avukatlarından

DAVALI : 2- A........... GÜVENLİK LTD ŞTİ - 
VEKİLİ : Av. .......................Ankara Barosu Avukatlarından

DAVA : Alacak

DAVA TARİHİ : 05/06/2015
ISLAH  TARİHİ   : 07/06/2016
KARAR TARİHİ : 22/11/2016

İDDİA VE TALEP/ Davacı vekili dava ve bilahare verdiği ıslah dilekçesinde özetle;  davacının Ankara Büyükşehir Belediyesi Mavi Masa biriminde 19.01.2006-28.04.2015 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, işe başladığı tarihten itibaren kesintisiz olarak aynı iş yerinde üst işveren belediye ile farklı alt işverenler nezdinde çalıştığını, iş yerinin son ihalesinin A....... Güvenlik Ltd. Şti' nde  olduğunu, davacı iş akdinin haklı nedenle feshettiğini, son ücretinin 1.700 TL civarında olduğunu, yatan tutarın sürekli değiştiğini, kıdem tazminatına hak kazandığını, fazla çalışmalarının karşılığının ödenmediği gibi yıllık izinlerinin de tam olarak kullandırılmadığı ve ücretinin ödenmediğini  belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla;
a) Kıdem tazminatından    :20.059,53 TL
b) Fazla mesai  ücretinden:12.434,67 TL
c) Yıllık izin ücretinden   :10.164,69 TL olmak üzere toplam 42.658,89 TL
olan alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP VE SAVUNMA/  Davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili Belediye çalışanı olmadığını diğer davalı şirketin çalışanı olduğunu, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı A...............Ltd.Şti' vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE/Dava,kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin ücretinin tahsiline yöneliktir.
Davacı Ankara Büyükşehir Belediyesi Mavi Masa biriminde  19.01.2006-28.04.2015 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak görev yaptığını, davacının işe başladığı tarihten itibaren kesintisiz olarak aynı işyerinde üst işveren belediye ile farklı alt işverenler nezdinde çalıştığını,iş yerini son ihalesinin A.......Ltd.Şti'nde olduğunu iddia etmiştir. Davacıya ait SGK kayıtlarının incelenmesinde davacının iddia ettiği tarihlerde davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından iş alan firmalar nezdinde çalıştığı ve son olarak A......... tarafından primlerinin ödendiği, davacıya ait işe giriş bildirgelerinde davacının iş yeri olarak sıhhiye Ankara Büyükşehir Belediyesi mavi masa birimi ve diğer yerlerinin belirtildiği görülmüştür. Davalı Belediye vekili cevabında müvekkilin de husumet itirazında bulunarak davacının diğer davalı A...... firmasında çalıştığını, belediye çalışanı olmadığını, belediye ile davacı arasında iş sözleşmesi olmadığını, davalı belediyenin asıl işveren olmadığını,davacının bugüne kadarki çalışmalarının yapılan ihaleler neticesinde ihaleyi alan taşeron şirketlerde çalışmalardan dolayı davalı belediye ile davacı arasında organik,hukuki bir bağ bulunmadığını, davalının diğer şirketler ile sadece hizmet alım sözleşmesi imzaladığını,bu sözleşmenin gereği olan edimlerini süresinde yerine getirmediğini belirtmişlerse de belirtilen bu hususlara dair sözleşmeler ve diğer belgelerin sunulmadığı ve dosya içerisinde bulunmadığı görülmüştür.
Bu kapsamda davacının Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde ve taşeron firmalar nezdinde 18.01.2006-28.04.2015 tarihleri arasında  toplam 9 yıl, 3 ay, 9 gün hizmetinin bulunduğu  anlaşılmakta olup dolayısıyla taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu ve davacının alacaklarından birlikte sorumlulukları bulunduğu kanaati oluşmaktadır.Bu itibarla davalı Belediyenin husumet itirazı yerinde görülmemiştir. Ayrıca davacı iş akdini  fazla mesailerinin ödenmemesi  ve iş yerinin değiştirilmesi nedeni ile hizmet akdini haklı nedenle  feshettiğini iddia etmiştir.Davacı ile son işveren A.............Şirketi arasında akdedilen  hizmet akdinin sunulduğu, davacının çalışma yerlerinin liste halinde belirtildiği görülmekle davacının iş yerinin değiştirilmesi nedeni ile iş akdinin feshinin haklı olmadığı değerlendirilmiştir.Ancak, davacının fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile iş akdinin feshi konusunda ise Yargıtay Yerleşik içtihatları doğrultusunda 4857 sayılı iş kanununun 24.maddesinin (II) numaralı bendinin ( e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye,prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili,genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkanı bulunmaktadır.İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü sebebiyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur.İşçinin ücretinin bir kısmını Kanunun 33.ncü maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz, Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ayni yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin " haklı fesih hakkı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu doğrultuda davacının fazla mesai ücretlerinin zamanında ve düzenli ödenmemiş olması nedeni ile iş akdini haklı nedenle feshettiği kanaatine varılmış ve kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü gerekmiştir. Dosyaya celbedilen bilgi ve belgeler, emsal ücret bildirimleri, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde mevcut sgk kayıtları baz alınarak davacının  son brüt ücretinin 2.162,70 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ve karşılığının ödenmediğini ileri sürmüştür yıllık ücretli izinlerin kullanıldığı veya karşılığının ödendiğinin ispat külfeti davalı işverende olup işverence sunulan belgelerden davacının 9 gün izin kullandığı ve hizmet süresi de dikkate alındığında 141 gün izin hakkı bulunduğu bunun kullandırıldığı veya karşılığının ödendiği işverence ispatlanamadığından yıllık izin ücretine ilişkin talebi yerinde görülmüş ve kabulü gerekmiştir. Davacı dava dilekçesinde fazla mesai yaptığını ve ücretinin ödenmediğini ileri sürmüştür. Dosyada davacıya fazla mesai ödendiğine dair  imzalı bordro görülmemiş, dinlenen tanıklar günde 2 vardiya usulünde çalıştıklarını, 08.30-19.00-  ve 19.00-08.30 arası vardiyaların olduğunu,son bir yıl  08.00-20.00 -20.00-08.00 arası vardiyaların olduğunu bu şekilde 12 saat çalışıp 36 saat dilendiklerini beyan etmişlerdir. Bu kapsamda celbedilen bilgi ve belgeler ile tanık anlatımlarından davacının fazla mesai yaptığı ve  karşılığının ödenmediği anlaşılmış olup davacının fazla mesai alacağına ilişkin talebi yerinde görülmüş ve kabulü gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek üzere bilirkişiye verilmiş ve rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda zamanaşımı defi de değerlendirilerek fazla mesai alacağından % 30 oranında takdiri indirim yapılmakla 13.784,81 TL, yıllık izin ücreti alacağından 10.164,69 TL, kıdem tazminatından 20.059,03 TL alacağının bulunduğunu hesap ve tespit etmiş olup bilirkişinin yapmış olduğu hesap ve tespitler usul ve yasaya uygun, dosya kapsamıyla uyumlu, tarafların iddialarını karşılar mahiyette bulunduğundan mahkememizce de itibar edilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.


H Ü K Ü M:

 Bu gerekçe ile;

Davanın KABULÜNE, 
   1-Brüt ................. TL kıdem tazminatı alacağının akdin feshi tarihi olan 28.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 
    2-Brüt ........................TL yıllık ücretli izin alacağının temerrüt tarihi olan 01.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 
   3-Brüt ...................... TL fazla mesai ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 01.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek  en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 
      Yasal kesintilerin infaz aşamasında nazara alınmasına, 
   4-Alınması gereken 2.914,03 TL ilam harcından peşin alınan 728,09 TL harcın mahsubuyla bakiye 2.185,93 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir yazılmasına, davacı tarafça peşin yatırılan 728,09 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
  5-Davacının yaptığı toplam 848,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan gider avansının karar teblig ve kesinleşmesinden sonra talep halinde davacı ile davalı Ankara Büyükşehir Belediyesine iadesine,
  6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince belirlenen................ TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine dair mahkememizce verilen karar davacı vekili ile davalı A.... şirketi  vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda   6100 sayılı yasanın 341.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 8 gün içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere  açıkça okunup anlatıldı. 22/11/2016 

                                                                                                    Saygılarımızla, 
                                                                                               Metis Hukuk Bürosu 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...