Prim alacakları da ücret tanımı içerisinde yer almaktadır. Yargıtay ücret alacağını geniş şekilde yorumlamakla, prim alacaklarını da ücret alacağı olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle usulünce ödenmeyen prim alacakları için haklı nedenle iş akdini feshetmek mümkündür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA BATI
3. İŞ MAHKEMESİ
DAVACI : A..............................Etimesgut/ ANKARA
VEKİLİ : Av. Mükerrem Sedef KILIÇ Tunus Caddesi 87/10 Kavaklıdere Çankaya/ ANKARA
DAVALI : B.....................................A.Ş - Sincan/ ANKARA
VEKİLİ : Av. S................................ Beşiktaş/ İSTANBUL
DAVA : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2015
KARAR TARİHİ : 25/05/2016
KARARIN YAZIM TARİHİ : 02/06/2016
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı nezdinde bir dönem çalıştığını, iş sözleşmesini bir kısım işçilik alacaklarının düzenli ödenmemesi sebebiyle haklı olarak fesih ettiğini belirterek kıdem tazminatı ile prim ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili dilekçesinde: davacının haklı bir neden olmaksızın işten kendisinin ayrıldığını, ödenmemiş işçilik alacağı bulunmadığını savunmuştur.
DELİLLER :
İşyeri ve SGK kayıtları, tanık beyanları, bilirkişi rapor içeriği ve tüm dosya kapsamı.
KARAR :
İş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle fesih edilip edilmediği buna göre davacının kıdem tazminatı hakkının doğup doğmadığı, davacı işçinin prim ücreti alacağının bulunup bulunmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının koşulları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin ilk fıkrasına göre, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Yasada ücretin eklerinin neler olduğu müstakilen düzenlenmemiş olmakla birlikte, değinilen maddenin ikinci fıkrasındaki “…banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının..” ibaresi gereğince, ücretin yanı sıra prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü ödemelerin banka hesabına yatırılması öngörüldüğünden, “prim” ve “ikramiye” ücretin eki olarak İş Kanununda ifadesini bulmuştur.
4857 sayılı İş Kanununun 24/II-e bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir (Yargıtay 9.HD. 16.7.2008 gün 2007/ 22062 E, 2008/ 16398 K.).
Somut uyuşmazlıkta davacının, davalı nezdinde 14.01.2010-07.05.2015 tarihleri arası işyeri hekimi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından prim alacaklarının ödenmemesi sebebiyle 4857 sayılı yasının 24/2-e maddesi uyarınca haklı nedenle fesih edildiği buna göre davacının kıdem tazminatına hak kazandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Ayrıca ödendiği yöntemince ispatlanmayan prim alacağı da hüküm altına alınmıştır.
Neticede edinilen vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın KABULÜNE,
-Net 18.672,54-TL kıdem tazminatının iş akdinin fesih tarihi olan 07/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Net 5.069,00-TL prim ücret alacağının dava tarihi olan 27/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.621,78.-TL harcın, peşin ve ıslah yolu ile alınan ( 30,00+393,97) harç toplamı 423,97-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.197,81-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 423,97.-TL peşin harç ile, davacı tarafından yapılan 779,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan .............-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-HMK m.333/(1) gereğince, hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
Dair; HMK'nın 297, 321/2. maddeleri ile 5521 Sayılı Yasanın 8/2, Geçici 1. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle hükmün temyiz edilebileceğine, temyiz incelemesinin Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağına ilişkin taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/05/2016
Yorumlar
Yorum Gönder