Ana içeriğe atla

İş Mahkemesinde Davanın Reddedilmesi



            T.C.
    Ankara Batı
2. İŞ MAHKEMESİ
                                                                                                                 GEREKÇELİ KARAR
                                                                                                              TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2015/269 Esas
KARAR NO : 2015/39

DAVACI    : H........................................Etimesgut/ ANKARA
DAVALI    : T...........................................TİC.A.Ş -             Sincan/ ANKARA
VEKİLLERİ    :  Av. MÜKERREM SEDEF KILIÇ 
                             Tunus Caddesi 87/10  Kavaklıdere-Çankaya/ ANKARA

DAVA           : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2014
KARAR TARİHİ : 15/09/2015
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2015

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
                 Davacı asil dava dilekçesinde özetle;  davalı işyerinde 25.04.2012 - 28.08.2014 tarihleri arasında fiilen çalıştığını, bu süre içerisinde iş kurallarına itaatsizlik yapmadığını, işe giriş çıkış saatlerine riayet ettiğini, hiçbir şekilde görevini savsaklamadığını, şahsi sorunlar nedeni ile yetkili ile sözlü tartışmalarının olduğunu, davalı işveren tarafından hiçbir kusuru bulunmadığı halde iş akdinin fesih edildiğini, iş akdinin fesih edildiğini tarafına sözlü olarak bildirildiğini, davalı iş yerinde 2014 yılına ait 7 günlük iznini kullanmadığını,  izin parasının da ödenmediğini, davalı şirkette kalan 961 TL maaşının, kıdem tazminatının, hafta sonu tatillerinin,  bayram tatillerinin ve kullandırılmayan 2014 yılına ait 7 günlük yıllık izin bedelinin bulunduğunu belirterek; fazlaya ilişkin dava talep hakları saklı kalmak kaydıyla ;200,00 TL kıdem tazminatı,961,00 TL ücret alacağı,200,00 TL.ulusal  bayram ve  genel tatil ücreti ile hafta sonu tatil ücreti,100,00 TL fazla mesai ücreti,  39,00 TL yıllık izin ücreti’nin davalıdantahsiline karar verilmesini  talep etmiştir. 

               Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 25.04.2012 tarihinde müvekkili şirkette işe başladığını, montaj bölümünde çalıştığını, davacının işyerinde çalışması sırasında birçok kez İş Kanunu hükümlerine aykırı davrandığını, müvekkili  şirketin davacıyı bu davranışları yüzünden defaaten uyardığını, ancak davacının hal ve hareketlerinde değişiklik sergilemediğini, bu sebeple işverenin 28.08.2014 tarihinde davacının iş akdini haklı sebeple fesih ettiğini, davacının kıdem tazminatına ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacının ücret alacağının bulunmadığını,  fazla mesai ücretlerinin tamamını her ayın sonunda maaşı ile birlikte aldığını, bu hususun ücret bordrolarında açıkça görüldüğünü, davacının bayram tatillerinde çalışmadığını, hafta sonu çalışmalarının karşılıklarının da kendisine ödendiğini,  hak etmiş olduğu yıllık izinlerini kullandığını, kullanmadığı kısmı da kendisine iş akdinin feshine müteakip ücret olarak verildiğini belirterek  ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacının SGK dan ve işyerinden mevcut şahsi dosyasının onaylı bir örneği celp edilerek dosyaya konulmuştur. 

Garanti Bankasından davacının hesap ekstreleri gönderilmiştir.

Ankesob'a emsal ücret araştırması için yazılan müzekkereye cevap verilmiştir.

Davacı tanık bildirmemiş,davalı tanıkları Mahkememizce dinlenmiştir.

SGK ve banka  kaydı, tanık ifadelerine göre, davacı davalı işyerinde 25.04.2012-28.08.2014 tarihleri arasında 2 yıl 4 ay 3 gün, aylık giydirilmiş brüt 1.328,15 TL ücretle çalışmıştır. 

Dosya, bilirkişi A..............'a tevdi edilmiş olup bilirkişi tanzim ettiği 29.06.2015 tarihli raporunda davacının 3.086,32 TL kıdem tazminatı alacağının bulunduğunu, diğer dava konusu alacaklarının bulunmadığını belirlemiştir. Bilirkişi  raporu  hesap yönü ile usul ve yasaya uygun bulunmuştur.

Davacının dava konusu ettiği ücret, fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücretlerinin davacının banka hesabına dava tarihinden önce ödendiği, yıllık izinlerini kullandığı, kullanmadığı  7 günlük yıllık izinin ücreti 330,15 TL. olarak banka hesabına dava tarihinden önce yatırıldığı anlaşılmıştır. Davacı tanık bildirmemiş olup davalı tanıkları ise ulusal  bayram ve  genel tatil günlerinde çalışma olmadığını belirtmişlerdir. Bu sebeple dava konusu edilen iş bu alacak talepleri bulunmadığından ayrı ayrı  ret edilmiştir.

Kıdem tazminatı talebi yönünden ise, davalı tanıkları, özellikle tanıklar H.............. ve  H............. ifadeleri, 27-28/08/2014 tarihli tutanaklar ve  fesih yazısına göre, davacının fesih tarihinden bir gün önce, iş yerinde, işverenin başka işçisi  olan H............'nin yakasını tutuarak H..'yi tehdit ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı işveren  İş Kanunun 25/II-d maddesi uyarınca iş sözleşmesini haklı nedenle fesih etmiş olup, davacının kıdem tazminatı talebi bu sebeple ret edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın reddine, 
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına 
5-Davalı kendisini Avukat ile temsil ettirdiğinden dosyanın karara çıktığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesine göre ................ TL ücreti vekaletin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 
6-HMK m.333/1 gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatıran taraflara iadesine,dair; davacı asil ile davalı vekilinin yüzleri karşı kararın tebliğinden itibaren 8 günlük Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi.15/09/2015  

Karar taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. 
  
                                                                                                             Saygılarımızla 
                                                                                                   Av. Mükerrem Sedef KILIÇ 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR NELERDİR? Mahkeme ilamlarında yer alan kararların uygulanabilir hale getirilebilmesi için kararların icra edilmesi gerekmektedir. Bu husus; hem alacak hem de eda hükümleri için geçerlidir.  Asıl olan mahkeme ilamı ile birlikte kararların uygulanabilir hale gelmesidir. Mahkeme ilamı ile birlikte ilamda bahsi geçen hükümlerin icrası talep edilebilir.  Ancak bu asıl kuralın da istisnaları mevcut olup, icraya konulmadan evvel kararların icrasının yapılıp yapılamayacağı hususu değerlendirilmelidir.  Mahkeme ilamları; eğer henüz kesinleşmedi ise ilamda bahsi geçen hükmün ne olduğuna bakmak gerekir.  Kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlar ( istisnalar):  HMK 'da bu kararlar aşağıdaki gibi sayılmıştır.  Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. Kişiler hukuku deyiminden; kişisel haklar ve bu haklara bağlı diğer ...