Ana içeriğe atla

Heberprot – P 75 Mg Enjeksiyon için Liyoflize Toz İçeren FLAKON adlı ilaç üzerine yaşanan sıkıntılar



Halk arasında Şeker Ayak diye bilinen “diyabetik ayak ülseri” hastalığı için geliştirilmiş “Heberprot – P 75 Mg Enjeksiyon için Liyoflize Toz İçeren FLAKON” adlı ilaç ülkemizde üretilmediğinden, yurtdışından ithal edilmektedir. İthal edilen iş bu ilaç da eczaneler tarafından düzenlenen reçetelere binaen hastalara verilmektedir. Hastalar ilaçlarını eczanelerden temin ettikten sonra yasal mevzuat gereği eczacılar hastalar adına fatura düzenlemekte ve SGK ’ya iş bu faturaları ibraz etmektedir. Faturaları kayıtlarına alan SGK Başkanlığı, fatura karşılıklarını eczanelere ödemektedir. Ancak son dönemde SGK;  fatura tutarlarının yalnızca bir kısmını ödemektedir.
Bu husus gazetelerde haber olarak yer almış olmakla CHP Bursa Milletvekili Erkan AYDIN tarafından da TBMM Başkanlığı’na soru önergesi olarak sunulmuştur.

Bu sebeple; biz de bu yazımızda eczanelerin (hastaların) yaşadığı iş bu problemlerin nedeni ve çözümü üzerinde durarak yasal haklardan bahsedeceğiz.

        1)    Öncelikle yaşanılan bu krizin nedenini anlamaya çalışalım.  
            Gazetelerde yer alan haberlere göre;
            “Heberprot – P 75 Mg Enjeksiyon için Liyoflize Toz İçeren FLAKON” adlı ilaç; ülkemize sair ülkelerden daha yüksek fiyat ile ithal edilmektedir. Bu durumun ortaya çıkması karşısında SGK; ilacı ithal eden ilaç şirketi ile görüşmeler gerçekleştirmiş ve ilaç fiyatı karşılıklı anlaşma gereği düşürülmüştür. (Yaklaşık Yarı Fiyatına)
Söz konusu ilaç 4.404,05 TL’den satılmakta iken; yeni düzenleme gereği ilaç fiyatı 2.210,98 TL olarak revize edilmiştir.
İş bu yeni bedel de 05.04.2016 tarihinde geçerli olmuştur. Bu tarihten sonra ilaç fiyatı 2.210,98 TL olarak satılmaya/fatura edilmeye başlanmıştır.

         Ancak SGK, yeni fiyatın geçerli olduğu 05.04.2016 tarihinden önce tanzim edilen faturaları da iş bu yeni bedel üzerinden ödeme yoluna gitmiştir. Bu durumda da eczane 4.405,05 TL üzerinden almış olduğu ilaçların karşılığını 2.210,98 TL üzerinden iade almış ve eczaneler ilaç kutu bazına 2.194,07 TL zarar etmiştir.  Maddi zarar bazı ecza depoları/eczaneler için milyonları aşmıştır.  Zararın büyüklüğü karşısında sessiz kalamayan Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Başkanı da SGK ’ya ibraz etmiş olduğu dilekçede bu hususlara değinmiş ve en kısa zamanda çözüm üretilmesi talep edilmiştir.


      Ancak SGK, yaptığı yanlıştan dönmeye meyil göstermemektedir. SGK ile yapılan şifahi görüşmelerde kurum yetkilileri; ilacın yurtdışından çok pahalıya alındığı, açık bir haksızlık yapıldığından bahisle iş bu bedellerin kurumca ödenmeyeceği ve ilaç nedeniyle alacağı doğan kimselerin/eczanelerin bu alacağı ilaç şirketinden alması gerektiği beyan edilmiştir.
            SGK, tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmadığı da bilinmektedir. Bu uygulamanın nedenine dair resmi bir açıklamamın yapılmaması da uygulamanın açıkça yasaya aykırı olduğunu göstermektedir.


2)      Mağduriyetin neden doğduğunu tespit edelim.
         “Diyabetik Ayak Ülseri” denilen hastalık, son derece ciddi sonuçları olan bir hastalıktır. Şeker hastalığı nedeniyle ayaklarda meydana gelen yaralar, tedavi edilmez ise büyümekte, kangrene dönüşmektedir. Yaraların zamanında tedavi edilmemesi halinde hastanın ayağının kesilmesi kaçınılmaz olmaktadır. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar ülkemizde üretilmediğinden ithal ilaçlara ulaşmak elzemdir. Bu ahvalde de, SGK ’nın ilaç tutarının tümünü ödememesi eczacıların ilaçları yurtdışından temin etmemesine yol açmış ve ilaç sayısı hasta sayısına yeterli gelmemekte hastalar mağdur olmaktadır. İlacın kutu bazındaki fiyatı asgari ücretin çok üstünde olduğundan da hastalar tarafından ilacın maliyetinin karşılanması mümkün değildir. Birçok şeker hastası mağdur olmaktadır.


         Eczaneler tarafından hastalara borç olarak verilen bu tutarların SGK tarafından eczacılara ödenmemesi de eczaneleri büyük maddi kayba uğratmıştır.
       Hastaların ve eczanelerin mağduriyetlerine neden olan bu uygulamanın kaldırılması elzemdir.

   Ancak, SGK ’ya bu hususta yapılan başvurular aşağıdaki gerekçe ile reddedilmektedir.

   Vekili bulunduğunuz hastalar adına vermiş olduğunuz ilgide kayıtlı dilekçeniz incelenmiştir. Heberprot-P enjeksiyon isimli ilaca ait fatura ödemeleri, Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü’nün 11.05.2016 tarih ve 2716397 sayılı ‘Heberprot-P enjeksiyon için liyoflize içeren flakon 75 mg 1*5 ml’ isimli ilacın ara ödeme kapsamında temin edildiği 21.01.2016 tarihinden fiyat düşüşü yaşanan 05.04.2016 tarihine kadar ilaç temin etmiş olan hak sahiplerine, Sağlık Bakanlığınca ilaca verilen parakende satış fiyatı (2.210,98 TL) üzerinden ve Sağlık Uygulama Tebliğinin (SUT) ‘4.3 Yurtdışından ilaç getirilmesi” maddesinin 8.Fıkrası hükümleri doğrultusunda ödemesinin yapılması’  yazısı doğrultusunda yapılmıştır.”

Bu sebeple; ilaca ilişkin sorun halen güncelliğini korumaktadır.

3)  YASAL HAKLARIN KULLANILMASI:

   Başvuruları reddeden SGK ’ya karşı hukuki yollara başvurmaktan başka bir yol kalmamıştır.  


       Bu nedenle SGK Başkanlığı’na zorunlu başvuru yapıldıktan sonra (SGK red cevabı ya da  zımni red süresi geçtikten sonra) SGK aleyhine icra takibi yahut dava açılması gerekmektedir.

        Henüz emsali bulunmayan davalarda çıkacak sonuca göre hasta ve eczanelerin mağduriyetlerinin giderileceğini umuyoruz.


                                                                                                                                                                       Sevgi ve Saygımızla
                                                                  Av. Mükerrem Sedef KILIÇ


Yorumlar

  1. o gunku sgk başkanı firma ile anlaşıp bu fıyattan ılacını ödemeye alayım sende aradakı farkın yarısını bana ver dedımı demedımı sgk nın içinde bu tarz eylemler denetimi yapılmadığı için bırılerının kazanç kapısı olmuş

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşçi Alacaklarının İcrası- Net/Brüt Ayrımı

                  İş davaları neticesinde hükmedilen işçilik alacakları brüt yahut net olarak hesap edilmektedir.  Bu hususta hukuken bir sınırlandırma söz konusu olmayıp, davacının talebi ile mahkeme net ya da brüt olarak alacağa hükmeder.  Ancak, mahkemenin vermiş olduğu kararın icrasında bir sınırlama getirilmiştir. İşçi alacaklarına ilişkin hüküm (net - brüt) hangi şekilde verilmiş olursa olsun net üzerinden icraya konulmaktadır. Mahkeme hükmü terditli olarak tesis edilmediğinden alacağın brütten nete çevrilerek icra takibine girişilmesi önem taşır.  Aksi halde borçlu vekilince icra mahkemesine açılan şikayet davasında takibin iptali/düzeltilmesi söz konusu olacaktır. Bu dava tahsili geciktirdiği gibi; yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi ekstra giderlerin yapılmasına neden olacaktır.                         T.C.     ...

Avukatın müvekkili hakkında icra takibi yapması usulü

Avukatın müvekkilinden tahsil edemediği vekalet ücretini icra yoluyla tahsil etmesinden evvel, bu hususta Baro'ya bildirim yapılması zaruridir.  Aksi halde disiplin suçu işlenmiş kabul edilmekle, avukat  hakkında disiplin cezasına hükmolunur.  TBB DİSİPLİN KURULU KARARI Tarih – Esas No – Karar No Konu T. 24.04.2016 E. 2016/146 K. 2016/318 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. maddesi hükmünün Baro’ya bildirim zorunluluğu kısmı açık olduğundan, bir avukat ücret alacağı konusunda dava açma yolunu tercih edebileceği gibi, elindeki ücret sözleşmesi ile ilamsız takip yapma yolunu da tercih edebileceğinden, icra takibine başlamadan önce de bu kural gereği bildirim yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. (Yas 34,134. TBB Mes. Kur 47) İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Şikâyetli avukat hakkında … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.04.2015 günlü ve 68 sayılı ka...

SİTE VE APARTMAN KURUL TOPLANTISI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

                      Ofisimiz Kat Malikleri Kurulu toplantısına müvekkilleri adına katılmakla birlikte, alınan kararlara itiraz edilmesi ve iptal davaları açılması konusunda tecrübeye sahiptir.  www.metishukuk.com.tr sitesinden konusunda uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.                    SİTE VE APARTMAN KURULU TOPLANTISI                                        ( KAT MALİKLERİ KURUL TOPLANTISI)                          Kat Malikleri Kurulu kavramının neyi ifade ettiğini açıklamak gerekirse; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenen ve anagayrimenkulün genel kurul organı olarak da ifade edilen kat malikleri kurulu, tüm kat maliklerinin yer aldığı ve ana taşınmazı...